Examples of using "لوجود" in a sentence and their turkish translations:
Bakın, böyle girintili çıkıntılı yerlerde akrep bulabilirsiniz.
cep telefonuna tuvalet ekleyecekleri günü bekliyorum. Âlemsin!
Tom niye burada ki?
iki levhanın birbirini ittirmesi veya birinin diğerini ittirmesi sonucu
Mars'ta hiç yaşam işareti yok.
Çöldeki en önemli şeylerden biri, su bulabileceğiniz şeylere karşı gözünüzü açık tutmaktır.