Translation of "البعض" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "البعض" in a sentence and their turkish translations:

تأخر البعض.

Bazıları geç kaldı.

اوه، هناك البعض.

herhangi biri var mı? Oh, birkaç kişi var.

هاجمنا بعضنا البعض

birbirimize saldırdığımızdan,

نحتاج لبعضنا البعض.

Birbirimize ihtiyacımız var.

وآمنا ببعضنا البعض.

Birbirimize inandık.

قال البعض شيئا ؛

bazıları da şey dedi;

يكرهان بعضهما البعض.

- Onlar birbirlerinden nefret ediyordu.
- Birbirlerinden nefret ettiler.

رأى البعض فيها تقنيناً جديداً للانحرافات ورأى فيها البعض

gördüklerinde, bazıları sapmaların yeni bir yasallaştırılmasını gördüler, bazıları bunlarda

البعض يحب كرة القاعدة و البعض الآخر يحب كرة القدم.

Bazı insanlar beyzbol sever, diğerleri futbol sever.

‫يعتبرها البعض مأكولات فاخرة.‬

Bazıları için leziz olabilir.

تعرفنا على بعضنا البعض.

birbirimizi tanıdık.

لا يقابلون بعضهم البعض.

aslında yüz yüze gelmezler.

ما فعله لبعضهم البعض

birbirlerine neler yaptığı

ليس الكل ، ولكن البعض

Hepsi değil ama birazı

البعض نسي العثماني بالفعل

bazıları ise Osmanlıyı çoktan unuttu bile

نحن نحب بعضنا البعض.

- Biz birbirimizi seviyoruz.
- Birbirimizi seviyoruz.

نحن نحترم بعضنا البعض.

Biz birbirimize saygı gösteririz.

لم نحب بعضنا البعض

Birbirimizden hoşlanmadık.

عند البعض ورفضها البعض الاخر حيث اكد مهران ان مئتان وعشرين

olduğunu ileri sürdüğü ve bir araya geldiği için, geçici bir süre için, kalıcı olarak ayrılmak yerine,

ومنعزلين ومتفرقين عن بعضهم البعض.

birbirleri tarafından parçalanmış ve izoleydiler.

اهتمامنا غير المفسر لبعضنا البعض.

birbirimize duyduğumuz tanımlanamayan ilgi ile açıklanabilir.

يجنبنا مشاكل الحديث لبعضنا البعض،

Bizi birbirimizle gerçekten konuşma zahmetinden kurtarıyor.

عن الثقة في بعضهم البعض

birbirlerine olan güveni konusunda ise

البعض يهرب بالفعل بشكل انعكاسي

bazıları refleks olarak kaçmaya başladı bile

دعنا نقترب من بعضنا البعض

birbirine doğru yaklaştıralım

في حين مات البعض العثمانيين

Bazıları Osmanlı diye ölürken

على الأصدقاء مساعدة بعضهم البعض.

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.

تزوّجنا لأنّنا نحبّ بعضنا البعض.

Evlendik çünkü birbirimizi seviyoruz.

ثمّ ضعوا النهايات مع بعضها البعض.

neler olabileceğini düşünün.

البعض، كوالدتي، استقلّوا قطار "الهجرة العظيمة"...

Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --

البعض أقل وضوحاً حتى تفكر بها.

Bunları düşünene kadar bazıları daha az açık.

‫وإعادة ملء البعض من هذا الترياق.‬

zehri yeniden elde etmeye çalışacağız.

يبدو أنهم قد اكتشفوا بعضهم البعض.

Görünüşe göre birbirlerini görmüşler.

بطريقة ما، يقرّب العالم ببعضه البعض

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

للضرب بشكل رسمي على بعضهم البعض

resmen birbirimizi dövmek için

قال البعض شيء من هذا القبيل.

bazıları da şöyle bir şey söyledi;

وقتنا وماضينا يختلفان عن بعضنا البعض

Bizim zamanımızla geçmişteki zaman bir birinden farklılık gösteriyor

لا يمكنهم الانسجام مع بعضهم البعض

Bir türlü birbirleriyle anlaşamıyorlar

قد يرى البعض أنه فعل وقح،

Bazılarımız onu kaba bulabilir,

نحتاج ان نتواصل مع بعضنا البعض.

- Birbirimizle haberleşmeliyiz.
- Birbirimizle haberleşmemiz gerekiyor.

دعونا نحاول أن نفهم بعضنا البعض

Birbirimizi anlamaya çalışalım.

اعتقد بأنه يمكننا مساعدة بعضنا البعض.

Sanırım birbirimize yardım edebiliriz.

- دعونا فقط نتظاهر كأننا لا نعرف بعضنا البعض.
- دعنا فقط نتظاهر وكأننا لا نعرف بعضنا البعض.
- دعينا فقط نتظاهر وكأننا لا نعرف بعضنا البعض.

Sadece birbirimizi tanımıyormuş gibi yapalım.

عرضت كل زوج من اللوحات على البعض

Her resmin iki hâlini de insanlara gösterdim

وحُكم على البعض بما أقصاه 20 عامًا،

ve yirmi yıla varan cezalar aldılar

أننا لم نعد نتسامح مع بعضنا البعض،

birbirimize artık tahammülümüzün olmadığından,

قد يكون ذلك مثيرًا لاهتمام البعض منكم.

Şimdi bu bazılarınıza ilginç gelebilir,

الإهانة و التجرد من الانسانية بعضنا البعض.

ve insanlıktan çıkaran alışkanlıklarımıza son verebiliriz.

عرف كلا القائدين مكان وجود بعضهما البعض

Artık iki general de birbirlerinin nerde olduğunu biliyordu.

الثقة في بعضهم البعض والثقة في الآخرين

birbirlerine olan güveni ve diğer insanlara olan güveni

بيئاتنا المعيشية مختلفة تمامًا عن بعضها البعض

yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı

ثم بدأوا في الانفصال عن بعضهم البعض

daha sonrasında ise bunlar ayrılmaya başladı birbirlerinden

يدعي البعض أيضًا أنه يحب أكثر مني

Bazıları benden daha çok sevdiğini de iddia ediyor

يقول البعض جئت إلى هذا العالم للعمل

bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken

يصنعون الجسر من خلال التمسك ببعضهم البعض

birbirlerine tutunarak bir köprü yapıyoralar

البعض يحبون القطط، والبعض الآخر يفضل الكلاب.

Bazı insanlar kedileri sever ve diğerleri köpekleri tercih eder.

وأنا أدرك أن البعض منكم قد يكون يفكر :

Bazılarınız şöyle düşünüyor olabilir:

من الفقر، والشعور بالوحدة، والحزن، وكسرنا بعضنا البعض،

fakirlikten, yalnızlıktan, hüzünden, birbirimizi kırdığımızdan,

عندما تتجه الأخطبوطات نحو بعضنا البعض لبدء القتال،

Ahtapotlar kavgaya başlamak için birbirlerine doğru yaklaştıklarında,

حصل البرنامج على 58 دولارًا غريبًا من البعض

program bazılarından 58 küsür dolar para çekmiş

كلاهما يمكن أن ينكر بعضهما البعض بشكل جميل

ikiside birbirini çok güzel bir şekilde yalanlayabiliyor

هناك البعض أنهم سيأخذون القروض إذا كذبوا بالمال

bazıları vardır ki yalan parayla olsa kredi çeker yine söyler

البعض منا يسيئون فهم عندما نقول معقدة حقيرة

aşağılık kompleksi deyince bazılarımız bunu yanlış anlayabiliyor

النقطة التي تدخلها لا تتطابق مع بعضها البعض

girdiği nokta birbirini bir türlü tutmuyor

نستطيع أنا وأنتم أن نتحالف مع بعضنا البعض،

Birbirimizin arkadaşı olabiliriz,

ألاحظ ما يجعل البعض أكثر حظًا من غيرهم

ne olduğunu inceleyip onlara şanslarını artırmaları hususunda

البعض منكم يقول ذلك ؛ من هو المالك حقا؟

Şuan aranızdan bazıları şunu diyor; yahu hakikaten sahibi kim ?

يصب البعض بالصحراء كانت الامارات تعمل منذ سبعينيات

ülkeleri vururken , BAE geçen yüzyılın yetmişli yıllarından beri

أن نحثّهم على المشاركة، وألّا يخافوا من بعضهم البعض.

ve birbirlerinden korkmamalarının öneminden bahsediyorum.

لذلك دعونا نكون لطفاء جدا لبعضنا البعض، عبر حدودنا

O yüzden birbirimize çok iyi davranalım, sınırlarımızı aşalım

‫الجذور تنمو فوق بعضها البعض وتتشابك.‬ ‫وحل عميق ملتصق.‬

Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.

قد يعتقد البعض بأن طلاب الروضة أو الصف الأول

Bazı insanlar anaokulu veya ilk sınıf öğrencilerinin

لذا دعونا نختار احتضان الذكاء الاصطناعي وحب بعضنا البعض.

Birbirimizi sevmek için yapay zekâya kucak açalım.

يقول البعض أننا بالفعل نشارك كوكبنا مع ذكاءات فضائية.

Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.

اليوم، لا يدخلون أبدا في حروب مع بعضهم البعض.

Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.

في الوقت نفسه ، لا تتطابق الظلال مع بعضها البعض

Aynı zamanda gölgeler birbirini tutmuyor

هناك البعض الذي لن ينتهي بالعد لمدة 20 دقيقة.

Hani 20 dakika boyunca saymakla bitmeyecek olan yoklar varya

حتى أن البعض وصل تقريبًا إلى ملوك التحالف الثلاثة.

Bazıları neredeyse üçlü Koalisyon hükümdarlarına kadar ulaştı.

ان الرجال هم سبب عدم حب النساء لبعضنّ البعض

Kadınların birbirlerini sevmemelerinin nedeni erkeklerdir.

- هل تحبان بعضكما البعض بشدة؟
- هل تحبان بعضكما كثيرًا؟

Birbirinizi çok seviyor musunuz?

إن التواصل مع بعضنا البعض بكل ما نحمله من ضعف،

Birbirimizle savunmasızlıkla iletişim kurmak

ولكن الحقيقة هي أننا ننفصل عن بعضنا البعض بطرق عديدة

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

من اللازم أن نغير الطريقة التي نتحدث مع بعضنا البعض

birbirimizle konuşma ve bağ kurma şeklimizi de

نظر السلطان والمبعوثون إلى بعضهم البعض في صمت لبعض الوقت

Bir süreliğine Sultan ve elçiler birbirlerine sessizce baktılar.

نتيجة لوجود لوحين يدفعان بعضهما البعض أو يدفع أحدهما الآخر

iki levhanın birbirini ittirmesi veya birinin diğerini ittirmesi sonucu

أي أن القطب الجغرافي والقطب المغناطيسي يختلفان عن بعضهما البعض.

yani coğrafi kutup ile manyetik kutup birbirinden farklı

لا يفقدون طريقهم ويمضون بطريقة منضبطة دون مغادرة بعضهم البعض

yollarını kaybetmiyorlar ve birbirlerinden ayrılmadan disiplinli bir şekilde ilerliyorlar

ولا يستغرقنا الأمر كثيرًا لنكون هناك من أجل بعضنا البعض.

Onların yanında olmamıza engel olan hiçbir şey yok.

خلال الحرب وتحول البعض الاخر لطبقاتٍ محدودةٍ من الشعب سنواتٌ

ve diğerleri yıllarca halkın sınırlı sınıflarına yönelirken çok sınırlı kaldı .

الامارات مخططةً على افضل طراز ويعتقد البعض انها حديثة الشكل

en iyi şekilde planlanıyor ve bazıları şekil olarak modern olduklarına inanıyor,

كانت هناك قصص حول كيف يعيش الناس ويتواصلون مع بعضهم البعض،

İnsanların nasıl yaşadığı ve birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarıyla

وأن نكون على استعداد للاستماع إلى بعضنا البعض حتى عند الاختلاف.

ve birbirimizi onaylamasak bile dinlemeye istekli olduk.

- ابتسم توم و ماري لبعضهم البعض.
- تبادل توم و ماري البسمات.

Tom ve Mary karşılıklı gülüştüler.

البعض يحب أن يكافئ نفسه، وأن لا ينتظر هدية من أحد.

Bazıları kimseden hediye beklemeden kendisini ödüllendirmeyi sever.

- أحب جون و ماري بعضهما.
- جون و ماري أحبا بعضهما البعض.

John ve Mary birbirini seviyordu.

فسوف تدرك سريعًا مدي اختلاف أفراد تلك الطائفة عن بعضهم البعض.

grubun çeşitli olduğunu anlayacaksın.

هذا لأنه سيحتاج كل هؤلاء الناقلين للإلتقاء بعضهم البعض في وقت ما.

Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.

ولم تكن تعمل على خلق بيئةٍ لا يخشون فيها الحديث إلى بعضهم البعض

ve birbirleriyle konuşmaktan çekinmediklerine emin olmadıkça

كان على الأرجح حادثًا بسيطًا ، على الرغم من أن البعض يعتقد أنه قتل نفسه

Büyük olasılıkla basit bir kazaydı, ancak bazıları kendini