Translation of "عمي" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "عمي" in a sentence and their turkish translations:

- أتی عمي لرؤيتي.
- قدم عمي لرؤيتي.

Amcam beni görmek için geldi.

عمي غني.

Amcam zengin.

تذكرت عمي حينها.

Amcamı hatırladım

أعطاني عمي سيارته.

Amcam bana arabasını verdi.

أعطاه عمي هدية.

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

أعطاني عمي كاميرا.

Amcam bana bir kamera verdi.

- يسكن عمي في شقة.
- يعيش عمي في شقة سكنية.

- Amcam bir apartman dairesinde yaşamaktadır.
- Amcam bir dairede yaşıyor.

يمكن أن يكون عمي

Amcam da olabilir

مات عمي منذ سنة.

Amcam bir yıl önce öldü.

يعيش عمي قرب المدرسة.

Amcam okulun yakınında yaşıyor.

اشترى عمي البارحة كلباً.

Dün amcam bir köpek aldı.

دعونا نعود إلى عمي ريتشارد.

Richard amcama dönelim.

أبي موظف بنكي، عمي موظف بنكي، عمتي موظفة بنكية، ابن عمي موظف بنكي.

Babam bankacı, amcam bankacı, halam bankacı, kuzenim bankacı.

كان عمر عمي ريشارد 47 عاما.

Richard 47 yaşındaydı.

تمنيت لو أنني تحدثت مع عمي

Keşke amcamla da, Billy ile yaptığım gibi

ابن عمي من مصر. هو مصري.

Kuzenim Mısır'dan. O Mısırlıdır.

- سُميّتُ على خالي.
- سُميّتُ على عمي.

Bana amcamın adı verildi.

جون ليس أخي ، بل ابن عمي.

John erkek kardeşim değil fakat benim kuzenim.

سيأتي أولاد عمي بعد بضعة أيام.

Kuzenlerim birkaç gün içerisinde geliyorlar.

عندما هاتفني أبي ليخبرني أنهم وجدوا عمي.

tam olarak nerede olduğumu hâlâ hatırlarım.

عندما هاتفني والدي ليخبرني بأنهم وجدوا عمي.

ve babam arayıp amcamı bulduklarını söyledi.

أعني أنني فقط وصفت حال عمي ريتشارد،

Yani ben kesinlikle Richard'ı tarif ettim

أجل، لقد طعنت ابن عمي بطريق الخطأ،

- Evet kazara kuzenimi bıçakladım,

تمكنت من إقناع ابن عمي على قبول خطتي.

Kuzenimi planımı kabul etmeye ikna etmeyi başardım.

- ابن عمي بارع في الخدع السحرية.
- ابن خالي بارع في الخدع السحرية.

Kuzenim hokus pokusta iyidir.

- عمي يدخن كثيرًا جدا، ولا غنى له عن التبغ.
- خالي يدخن كثيرًا جدا، ولا غنى له عن التبغ.

Amcam çok sigara içen biridir; tütün onun için kaçınılmazdır.