Examples of using "هدية" in a sentence and their turkish translations:
O, bana bir hediye verdi.
- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.
Bu bebek teyzemden bir hediye.
Bu sadece bir armağandı.
Babam için bir hediye arıyorum.
Bu benim için bir hediye mi?
Erkek arkadaşı için bir hediye satın almak istiyor.
Senin için bir hediye almak istiyorum.
Annem bana bir doğum günü hediyesi gönderdi.
Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.
Tom için güzel bir hediye bulacağımdan eminim.
Tom'a doğum günü hediyesini zaten verdim.
Bazıları kimseden hediye beklemeden kendisini ödüllendirmeyi sever.
kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.