Examples of using "مات" in a sentence and their turkish translations:
garip bir şekilde öldü
Tom öldü.
O, dün öldü.
İki erkek kardeş öldü.
Sami öldü.
Babam gerçekten de öldü mü?
O bir yıl önce öldü.
Tom öldü mü?
Tom dün öldü.
Fadıl aniden öldü.
Sami kazara öldü.
Sami orada öldü.
çekime giderken hayatını kaybetti
100 binlerce hayvan ise can verdi
- Belki de öldü.
- Belki de ölmüştür.
Kim öldü?
Tom öldü.
Amcam bir yıl önce öldü.
Babam kanserden öldü.
Tom 2013'te öldü.
Onun ölü olduğunu mu düşünüyorsun?
İki devletli çözüm öldü.
yahu bir dedem ölse de miras kalsa
Bazıları Osmanlı diye ölürken
çıngırak olurlardı .
Onun burada öldüğü söyleniliyor.
Babam akciğer kanserinden öldü.
Savaşta bir milyon kişi öldü.
Ben Tom'un öldüğüne inanamıyorum.
Çocuklar herhangi bir adalet olmadan öldü.
Daha sonra öğrendik ki ölen babamdı.
Ya yaşlılıktan ya da yaralandığı için ölmüştür.
Hrolf öldü ve tüm şampiyonları da öldü.
Bir vasiyet yapmadan öldü.
Lincoln 1865 yılında öldü.
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
Ona bir araba çarptı ve hemen öldü.
Fadıl ölmüş olabilir.
Tom 2013'te akciğer kanserinden öldü.
Büyük Set Resifi'ndeki mercanların yarısı ölmüş.
Bir çoğu enfeksiyona, hastalığa, yorgunluğa yenik düşüyor, bir kısmı da boğuluyor.
Köpeği öldüğü zaman, Tom çok acı çekmişti.
Sami sağlıkla ilgili bir sorundan dolayı hapishanede öldü.
Umutsuz bir son duruştan sonra Hrolf, şampiyonları tarafından kuşatılmış olarak ölmüştü.
Fadıl o gün daha sonra öldü.
Sami aldığı aşırı dozda uyku hapından öldü.
Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.
Domuzcuk, yaşlı domuzun nasıl öldüğünü bilselerdi homurdanıyordu.
en az iki düzine insan göçmenlik gözaltısında öldü.
Bir milyon kişi savaşta hayatını kaybetti.
. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü
yıllarca tanıştığı Bin dokuz yüz doksan beş yılında Beşar'a ulaşan bir telefon görüşmesini
öldüğünü ve gerekli yaşa gelmemiş olmasına rağmen şimdi göreve geçmesi gerektiğini
heyecandan öldü ölecek, o seviyede geliyor kürsünün başına
“Mareşal bu sabah namus sahasında aldığı yaralardan öldü.
; ve İtalya'da Novi Savaşı'nda kollarında ölen Joubert ile birlikteydi.
Buenos Aires'te ölmüş biri Uruguay'a naklediliyormuş gibi yaptık.
Harold Hardrada, sadece iyi söyleyebilirsin, bir Viking gibi öldü, şakalar yaptı, şiirler yaptı,
Korona virüsten öldü. İşin daha acısı ise bu korona virüsünü ilk tespit eden doktor da virüsten öldü.
Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.