Examples of using "عظيم" in a sentence and their turkish translations:
yahu muazzam bir olay
Bu harika!
Adam: Evet, harika.
yani, Greta Thunberg.
Bu büyük bir ilerleme.
Lincoln harika bir insan.
Harika, değil mi?
önemli bir tarihi sapma olmuştur.
büyük bir dehşet içerisinde inceliyor
Bizim için harika.
önünde bunun hakkında konuştu ve çok utangaçtı.
Senin zekan Bombay ve Mumbai arasındaki mesafe kadar çoktur.
Bana bir şemsiye ödünç verdiğiniz için çok naziktiniz.
O öyle büyük bir sanatçı ki hepimiz ona hayranız.
bildiğimiz gibi evren büyük bir patlama ile başladı
Ama biliyorsunuz ki böyle büyük bir zafer kazandığınızda
Bir arkadaşım dedi ki ''Leland, harika bir astronot olursun.''
Harika, önümüzde bir sürü hayatta kalma fırsatı olacak
Çin büyük bir ülkedir.
Ramazanışerifte birini doyurmak çok sevaptır.
Ve dedi ki, "Ah, evet, harika bir soru, bu çok kolay.
865 yılında Ragnarssons bir 'Büyük Ordu' ile İngiltere'ye ayak bastı, Doğu