Examples of using "حمراء" in a sentence and their turkish translations:
ve bir kırmızı burundur.
Çiçek kırmızı.
Sinyal kırmızıydı.
Dudakların kırmızı.
Kırmızı ışıkta geçtin.
Biri kırmızı ve diğeri beyaz.
- Ben kırmızı bir kravat aldım.
- Kırmızı bir kravat aldım.
Yeni bir kırmızı arabam var.
- Kırmızı bir spor araba aldım.
- Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.
Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?
Kırmızı bluz ve beyaz etek giyiyordu.
kırmızı takımı, beyaz sakalıyla meşhur Noel Baba -
Bu elma çok kırmızı.
Kırmızı bir buzdolabı hiç görmedim.