Translation of "بهذا" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "بهذا" in a sentence and their turkish translations:

إن التزمت بهذا،

Eğer bunu yaparsanız

‫يمكنك القيام بهذا.‬

Bunu yapabilirsiniz.

حلمتُ بهذا العالم

coğrafya derslerinde

كلفونا بهذا العمل.

Onlar görevi bize verdi.

قمت بهذا لمدّة قصيرة،

Bunu bir süre yaptım,

ابني جيد جدًا بهذا.

Oğlum konuda gerçekten çok iyi.

حين أفكّر بهذا الموضوع،

Bu konu hakkında düşündüğümde

يقوم الجادون بهذا العمل،

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

إذاً كيف نقوم بهذا؟

Ama bunu nasıl yapabiliyoruz?

‫فراء!‬ ‫علق بهذا الغصن.‬

Tüy! Şuradaki dala takılmış.

وأنا أدرى بهذا الشعور.

Bu hissi biliyor muyum?

والتقينا بهذا الرجل الصغير.

ve bu küçük adamla tanıştım.

إذا قمنا بهذا البحث

Eğer bu araştırmaları biz yaparsak

تحاول إقناعه بهذا العمل

Onu da bu işe ikna etmeye çalışıyor

لا أحد يهتمّ بهذا .

O, kimsenin umurunda değil.

لم أعلم بهذا الأمر.

- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.

ما الذي يطالبني بهذا؟

Neden bunu yapmam gerekiyor?

لا تخبر توم بهذا.

Onu Tom'a söyleme.

دعها تعتني بهذا الشيء.

Bununla o ilgilensin.

ماذا ستفعل بهذا المال؟

Bu parayla ne yapacaksın?

عندي معرفة بهذا الجوار.

Ben bu çevreyi bilirim.

لم تخبرني بهذا الأمر.

Onu bana söylemedin.

- ليس بإمكاني القيام بهذا العمل بمفردي.
- لا أستطيع القيام بهذا العمل بمفردي.

Bu işi yalnız yapamam.

وفكرة تجسد إعجابي بهذا الفن.

ve bu sanata olan ilgime hayat veren bir düşünce.

لا تعمل الأزمة بهذا الشكل.

Kriz bu şekilde işlemez.

حسنا الآن سنقوم بهذا معا.

Pekala, bunu birlikte yapacağız.

‫يحسن بهذا الشيء أن يتحملني.‬

Bu şey beni taşısa iyi olur.

‫تحتاج قفازات للقيام بهذا الأمر.‬

Bunun için eldiven takmalısınız.

‫سأقوم بهذا الأمر بسرعة وبكفاءة.‬

Hızlı olur, etkili olur.

لأن الأمر أسهل بهذا الشكل.

Çünkü kolay.

ما الذي أغضبك بهذا الشكل؟

- Seni ne o kadar kızdırdı?
- Seni böyle kızdıran nedir?

قمت بهذا أيضًا، وفي الحقيقة

Bunu da yaptım ve gerçekten de

قلت: "هل تنصح الناس بهذا؟"

Dedim ki ''Bunu tavsiye ediyor musunuz insanlara?''

وأنا مولع ومفتون بهذا قطعاً.

buna kesinlikle kafayı takmış ve kendimi kaptırmış durumdayım.

هلا أمسكت بهذا من فضلك؟

Bunu tut, lütfen.

ليس لدينا حق بالقيام بهذا.

Bunu yapma hakkımız yok.

لماذا بحق السماء قام بهذا؟

O niçin onu yaptı?

قام توم بهذا مع أخيه.

Tom ve erkek kardeşi bunu birlikte yaptı.

لم لا نقوم بهذا سويّا.

Neden sen ve ben bunu birlikte yapmıyoruz?

عن ولعي بهذا الشكل من الفن.

konuşmaktan dolayı çok mutluyum.

بالإمكان الاتجاه بهذا المسار، أو بذاك

Bu yoldan ya da o yoldan gidebilir.

أثني ركبتك ثم قم بهذا وذاك.

Dizini bük, sonra şunu, sonra bunu.

فأيًا كانت علاقتك بهذا العائق خاصتك،

Hangi zorlukla uğraşıyorsanız uğraşın,

لكن لا يعملُ الأمر بهذا الشكل.

Ama bu böyle işlemiyor.

يا رجال، أكره أن أخبركم بهذا،

Beyler, bunu size söyleyenin ben olmasından nefret ediyorum

لا تعمل قوة الاستياء بهذا الشكل.

Memnuniyetsizliğin gücü bu şekilde çalışmıyor.

‫خطرت لي فكرة بهذا الخصوص. هيا.‬

Bunun için iyi bir fikrim var. Hadi.

‫ولن يتحرك!‬ ‫نعم، أنا سعيد بهذا.‬

Bu yerinden kımıldamaz! Evet, bundan memnunum.

حتى تقوموا بهذا في حياتكم الفعلية.

bir kitabın olmak zorunda değil.

مجرد التفكير بهذا يجعلك مريضاً، صحيح؟

Bunu düşünmek bile sizi hasta ediyor, değil mi?

هل يجب أن نقلق بهذا الشأن؟

Bundan endişe duymalı mıyız?

لأننا لن نستطيع القيام بهذا وحدنا.

çünkü bunu tek başımıza yapamayız.

ستتأثر الزراعة بشكل كبير بهذا الفيروس

Bu virüs yüzünden tarım çok büyük oranda etkilenecek

اصطدمت سيارة بهذا الرجل فور ظهورها.

Ortaya çıktıktan hemen sonra ise bir araba çarpıyor bu adama

أمرني أن أقوم بهذا، فقمت به.

Bana onu yapmamı söyledi, bu yüzden onu yaptım.

سبب قيامنا بهذا هو الإغلاق الحكومي.

Bunu yapma nedenimiz grev.

لم أسمع في حياتي بهذا البتة.

Asla hayatımda böyle bir şey duymadım.

لم لم تخبرني بهذا في العيادة؟

Bunu bana neden klinikte söylemedin?

أريد أن أطلب منكم أن تفكروا بهذا:

Sizden şunu düşünmenizi rica ediyorum:

بهذا الشأن يدق ناقوس الخطر الحرم الجامعي.

Bu sorunun erken uyarıcısı (maden kanaryası) kolej kampüsleri.

حسنًا، لقد فكرت لوقت طويل بهذا الأمر.

Bunun üzerinde çok uzun bir süre düşündüm.

عندما شُخصت بهذا المرض، تغير كل شيء.

Tanı ilk konduğunda her şey değişti.

عندما تأخذ في الاعتبار القيام بهذا العمل،

Bu işin nasıl yapıldığını düşündüğünüzde

‫حسناً، الآن لنلق بهذا...‬ ‫فوق أحد الأغصان.‬

Tamam, şimdi bunu bir dalın üzerine atacağız.

‫تشبث بهذا.‬ ‫ادع الله أن يتحمل الحبل.‬

Şuna bağlanalım. Dua edin de halat beni taşısın.

أن بإمكاني جمع تلك الفكرتين بهذا الشكل.

her iki fikri de alıp tek fikirde birleştirebilirim.

ما رأيكم بهذا؟ من يودّ أن يجرّب؟

Kim denemek ister?

الآن أنت جميعًا تدعوني بهذا الرجل مجنون

şuanda hepiniz bana bu adam kafayı yedi diyorsunuz

ثم أذهب إلى الكاميرا وأخبرك بهذا الموقف

Daha sonra kamera karşısına geçip sizlere anlatıyorum bu durumu

‫من النادر جدًا رؤية حيوان بهذا الحجم.‬

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

سنكتفي بهذا الحد اليوم و نقف هنا.

Burada duralım.

هل من أحد يعلم كيفية القيام بهذا؟

Buradaki birisi bunun nasıl yapılacağını biliyor mu?

لماذا بوستن مقصد سياحي مشهور بهذا القدر .

Neden Boston turistler için böylesine popüler bir yerdir?

لم يكن الانقسام السني الشيعي بهذا العنف

Zira Sünni-Şii bölünmesi, asla şiddet içermemiştir.

من أن أتحدث بهذا الشكل أمام الناس.

insanlar karşısında ölsem daha iyi.

لكن لن يكون هناك شخص بهذا الاسم.

ama orada öyle biri olmayacak.

من ذا الذي سيقرأ كتابا بهذا السُّمك؟

O kadar kalın bir kitabı kim okuyacak?

لأن معظم النساء لسن على علم بهذا الارتباط،

çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,

ومن أخبرك بهذا؟ لم نطلب منهم سنتاً واحداً.

Kim söyledi bunu sana? IMF'den tek kuruş istemedik.

قليلاً، بهذا الشكل، باستخدام المجرفة. أترون؟ أعطني إياها.

Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.

ولكن لا أعتقد أن الأمر سيسير بهذا الشكل.

Ama bence bu böyle olmamalı.

إذن ، أين احتفظت كارون بهذا القدر من المال؟

Peki Karun bu kadar parayı nerede saklıyordu?

كان يقول ، "أبنائي ، عندما يسمعون بهذا ، سينتقمون مني".

Oğullarım bunu duyduklarında intikamımı alacaklar diyordu.

لن نفوز بهذا ، لقد أمسكوا بنا هذه المرة!

bunu kazanamayacağız, bu sefer bizi yakaladılar!

أن تُحرجوا بهذا الشكل عمدًا، لكن خطوةً بخطوة.

Bilinçli bir şekilde rezil oluyorsunuz ama adım adım.

لم أرى سيارة بهذا القدم بهذه الحالة الجيدة.

Bu kadar eski bir arabayı böyle iyi bir durumda hiç görmedim.

علمت بأن ذلك لن يكون سهلا بهذا القدر.

O kadar kolay olamayacağını biliyordum.

لا تق لي بأنك تؤمن بهذا الهراء فعلاً.

Bana o saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.

"عندما أرى شخصًا من انحيازي، سأقوم بهذا العمل المضاد."

şeklinde bir yönelimle bilinçaltı zihninizi tekrar tekrar eğitmek olacaktır.

وقد افترض كانون فيما يتعلق بهذا الافتقار الواضح للسيطرة،

Cannon'ın açıklamasına göre bu algısal kontrol eksikliği,

ظل يسألني نفس السؤال مراراً وتكراراً، "هل تشعرين بهذا؟"

Hep aynı soruyu sordu, ''Onu hissediyor musun?''

لذا أنا على دراية جيدة بهذا النوع من الوقود.

Bu tarzda bir motivasyona aşinayım.

لكن، إن كانت الفنون تساهم بهذا القدر في اقتصادنا

Sanat ekonomiye bu kadar fazla katkı sağlıyorsa

لا نزال نتمشى، ونجلس على كراسي بهذا الحجم تقريباً،

onun içinde yürüyoruz, bu boyutta sandalyalerde oturuyoruz

مجموعات Whatsapp بدأت مجموعات Face و Twitter تهتز بهذا

Whatsapp grupları Face grupları ve Twitter bununla çalkalanmaya başladı

تم تهريب الأهرامات المصرية من تركيا. ما رأيك بهذا

Mısır pramitleri Türkiye'den kaçırıldı. bunun hakkında ne düşünüyorsunuz

والناس من جميع أنحاء العالم المصابين بهذا المرض المريع.

ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.

الاساسي كما رأى الازهر بهذا الزواج امتهاناً للمرأة وتضييعاً

konu ve hükmün çıkarılması hakkında yorum yapmak

يربح أكثر من خمس مئة دولار شهريا بهذا العمل.

O, o işte ayda beş yüz dolardan daha fazla kazanır.