Examples of using "العمل" in a sentence and their turkish translations:
Bir iş.
iş ahlâkı,
Bu iş,
fırsatına sahip oldu.
Çalışmalar başlamıştı
Çalışmaya devam edin.
Ben çalışmaya devam ettim.
çalışmaya sarılın,
kabul edilme yolları aradım
yaptıklarını destekliyor muyuz?
Dolayısıyla çalışmaya başladık.
sık sık kullanılıyor.
bu sefer iş
Ya işletmeler?
İşe geri dönün.
İşten sonra seni alacağım.
Çalışmak istemiyorum.
Önemli olan iştir.
İşe git.
Ben çok çalışmak zorunda olacağım.
Onlar görevi bize verdi.
Tek başıma çalışmayı tercih ederim.
Çalışmak utanç verici değildir.
Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.
Birçok şehir ve işverenle çalışıyor bu dönemde
Fakat,bunu gerçekten nasıl yapacağız?
İş birlikte başlıyor.
Ciddi insanlar bu işi yaparlar,
işsiz olduğum için,
O zor şartlarda çalışmak,
Ve bir şeyleri ertelemeyle.
Sıkı çalışarak gerçekleştirilir.
-İnşaat nasıl gidiyor? -İyi gidiyor.
Onu da bu işe ikna etmeye çalışıyor
Ve bunun için çalışmalara başlıyor
İşe geç kaldınız.
Onlar derhal çalışmaya başladılar.
Saat durdu.
Ben işsizim.
Zor iş şimdi başlıyor.
İşi yeni bitirdim.
Fadıl harekete geçti.
Bu işi yalnız yapamam.
Öncelikle işi bir çalışma sorunu değil
İş burada başlıyor.
''Okulu bitirmem gerek.'' diye gaza gelmiştim.
Priya ile çalışmaya başladığımda,
ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için
ama işten nefret ediyordum.
Komedide başarısız olmadım.
iş yerinde aynı şeyleri istiyorlar,
bir daha asla işe gitmeyecek.
Bunu işte her gün görüyorum.
O yüzden işinize giderken
Burası da işle flört ediyor.
Sıkı çalışma ve sabır ile
Uruguaylılar için çalışmalısınız,
Çünkü o, dar gelirli insanlarla çalışmayı seviyor.
böylece bağımsız olarak çalışabilirler.
emek ve dayanışma günü olarak tekrar kutlanmaya başlandı
Gel bu işe girelim
Küçük bir atolyede çalışmaya başladı
Doğum ise bedenle alakalı.
Sözlere değil, eylemlere ihtiyacımız var.
Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.
İş tecrübeniz var mı?
Babamız işe arabayla gider.
İş sıkıntısı yok.
Patron hepimize bir günlük izin verdi.
O çalışmaya devam etti.
Onun iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.
Chris yarın çalışamaz.
Yapacak bir sürü işim var.
Bugün çalışman gerekmiyor.
Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsiniz.
Tom'un şu anda bir işi yok.
Ben işi kontrol edeceğim.
Leyla, Sami ile birlikte iş bırakıyordu.
Vardiyam saat beşte bitiyor.
Klavye çalışmayı durdurdu.
- İşe giderken amcama rastladım.
- İşe giderken dayıma rastladım.
çocuğa bir kontrol gücü ve kaynağı sağlar.
İşten eve dönüyorsunuz ve şaşkınlıktan donakalıyorsunuz.
Ayrıca erkeklerle de çalışmalıyız.
patronumla veya çocuklarımla paylaşmasın.
Bu sanat eserine bir bakın.
Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,
Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde
çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı
La Teja mahallesinde sosyal hizmet yapıyorduk,
İşin başında bu kadınlar var.
ama hemşire kontrol noktalarına devam etti.
iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık
senin o iş fotoğrafların varken
çalışmaların bitmesini beklemek zorundayız
işte olsun ya da olmasın.
Ve bu sadece bir iş yeriyle sınırlı kalmaz.
Yaşamımızın üçte birini işte geçirdiğimize göre,
İş sadece insan eseri;