Translation of "العمل" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "العمل" in a sentence and their turkish translations:

العمل.

Bir iş.

كرامة العمل

iş ahlâkı,

ذلك العمل...

Bu iş,

وأماكن العمل.

fırsatına sahip oldu.

بدأ العمل

Çalışmalar başlamıştı

واصِل العمل.

Çalışmaya devam edin.

تابعت العمل.

Ben çalışmaya devam ettim.

الزموا العمل،

çalışmaya sarılın,

والذي كان العمل.

kabul edilme yolları aradım

ودعم ذلك العمل؟

yaptıklarını destekliyor muyuz?

وقد بدأنا العمل.

Dolayısıyla çalışmaya başladık.

وتعقيم أسطح العمل.

sık sık kullanılıyor.

هذه المرة العمل

bu sefer iş

ولكن في العمل؟

Ya işletmeler?

عد إلى العمل.

İşe geri dönün.

سأقلك بعد العمل.

İşten sonra seni alacağım.

لا أريد العمل.

Çalışmak istemiyorum.

المهم هو العمل.

Önemli olan iştir.

اذهب إلى العمل

İşe git.

عليك العمل بجدّ.

Ben çok çalışmak zorunda olacağım.

كلفونا بهذا العمل.

Onlar görevi bize verdi.

أُفضل العمل وحدي.

Tek başıma çalışmayı tercih ederim.

العمل ليس عار.

Çalışmak utanç verici değildir.

يكد فى العمل ذاك الكسلان، يكد فى العمل للغاية.

Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.

العمل مع العديد من المدن وأصحاب العمل في هذه الفترة

Birçok şehir ve işverenle çalışıyor bu dönemde

لكن كيف طريقة العمل ؟

Fakat,bunu gerçekten nasıl yapacağız?

علينا بدأ العمل سوياً.

İş birlikte başlıyor.

يقوم الجادون بهذا العمل،

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

لكوني عاطلة عن العمل،

işsiz olduğum için,

العمل تحت ظروف صعبة،

O zor şartlarda çalışmak,

والشعور بالتوقف عن العمل.

Ve bir şeyleri ertelemeyle.

ولكنها تتطلبُ العمل كذلك.

Sıkı çalışarak gerçekleştirilir.

- كيف حال العمل؟ - بخير.

-İnşaat nasıl gidiyor? -İyi gidiyor.

تحاول إقناعه بهذا العمل

Onu da bu işe ikna etmeye çalışıyor

ويبدأ العمل من أجله

Ve bunun için çalışmalara başlıyor

لقد تأخرت عن العمل.

İşe geç kaldınız.

بدأوا العمل على الفور.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

توقفت الساعة عن العمل.

Saat durdu.

أنا عاطل عن العمل.

Ben işsizim.

العمل الصعب يبدأ الآن.

Zor iş şimdi başlıyor.

لقد أنهيت العمل للتو.

İşi yeni bitirdim.

قفز فاضل إلى العمل.

Fadıl harekete geçti.

- ليس بإمكاني القيام بهذا العمل بمفردي.
- لا أستطيع القيام بهذا العمل بمفردي.

Bu işi yalnız yapamam.

أولاً، صوّر العمل كتحدٍّ معرفي،

Öncelikle işi bir çalışma sorunu değil

علينا بدأ العمل من هنا.

İş burada başlıyor.

ذاك مع العمل حصّة كاملة،

''Okulu bitirmem gerek.'' diye gaza gelmiştim.

حين بدأت العمل مع "بريا"،

Priya ile çalışmaya başladığımda,

وبدأت العمل مع المجتمع المحلي

ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

ولكني كرهت هذا العمل حقًا.

ama işten nefret ediyordum.

لم أفشل في العمل بالكوميديا.

Komedide başarısız olmadım.

ويريدون نفس الشيء أثناء العمل،

iş yerinde aynı şeyleri istiyorlar,

لن يذهب إلى العمل مجددًا.

bir daha asla işe gitmeyecek.

وأرى هذا يومياً في العمل.

Bunu işte her gün görüyorum.

لذلك عندما تذهبون إلى العمل

O yüzden işinize giderken

حسنًا! هذه هي مغازلة العمل.

Burası da işle flört ediyor.

من خلال العمل الجاد والمثابرة،

Sıkı çalışma ve sabır ile

يجدر بك العمل لصالح الأوروغوايين،

Uruguaylılar için çalışmalısınız,

يحبّ العمل مع الأكثر فقراً.

Çünkü o, dar gelirli insanlarla çalışmayı seviyor.

حتى يمكنهم العمل بشكل مستقل.

böylece bağımsız olarak çalışabilirler.

يحتفل به يوم العمل والتضامن

emek ve dayanışma günü olarak tekrar kutlanmaya başlandı

دعونا ندخل في هذا العمل

Gel bu işe girelim

بدأت العمل في ورشة صغيرة

Küçük bir atolyede çalışmaya başladı

في حين يرتبطُ العمل بالجسد.

Doğum ise bedenle alakalı.

نحتاج إلى العمل وليس الكلام.

Sözlere değil, eylemlere ihtiyacımız var.

تابَع العمل بعد استراحة قصيرة.

Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.

هل لديك خبرةً في العمل؟

İş tecrübeniz var mı?

والدنا يذهب الي العمل بالسيارة.

Babamız işe arabayla gider.

لا يوجد نقص في العمل

İş sıkıntısı yok.

أعطى رئيس العمل الكل إجازة.

Patron hepimize bir günlük izin verdi.

- استمرت في العمل.
- بقيت تعمل.

O çalışmaya devam etti.

لا أظنه مناسبا لهذا العمل.

Onun iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.

كريس لا يمكنه العمل غداً.

Chris yarın çalışamaz.

لدي الكثير من العمل لأنجزهُ.

Yapacak bir sürü işim var.

لا يتوجب عليك العمل اليوم.

Bugün çalışman gerekmiyor.

لا يجب عليك العمل بجد.

Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsiniz.

توم عاطل عن العمل حاليا.

Tom'un şu anda bir işi yok.

أنا سوف أذهب لتفقد العمل

Ben işi kontrol edeceğim.

غادرت ليلى العمل برفقة سامي.

Leyla, Sami ile birlikte iş bırakıyordu.

انتهت نوبة العمل في الخامسة.

Vardiyam saat beşte bitiyor.

توقفت لوحة المفاتيح عن العمل.

Klavye çalışmayı durdurdu.

- بينما كنت ذاهبا إلى العمل، التقيت بعمي.
- بينما كنت ذاهبا إلى العمل، التقيت بخالي.

- İşe giderken amcama rastladım.
- İşe giderken dayıma rastladım.

مع دعم طاقم العمل بتأدية عملهم.

çocuğa bir kontrol gücü ve kaynağı sağlar.

تصل إلى المنزل بعد العمل متفاجئًا

İşten eve dönüyorsunuz ve şaşkınlıktan donakalıyorsunuz.

ويتوجّب علينا أيضاً العمل مع الرجال.

Ayrıca erkeklerle de çalışmalıyız.

أو مديري في العمل أو أطفالي.

patronumla veya çocuklarımla paylaşmasın.

ألقوا نظرة على هذا العمل الفني.

Bu sanat eserine bir bakın.

العمل معًا لمراقبة صحة الأنهار الجليدية

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

في حياتنا اليومية وفي مواقع العمل

Günlük yaşamımızda ve iş yerlerimizde

لأن أخلاقيات العمل في العصر الصناعي

çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı

في العمل الاشتراكي في "لا تيخا"

La Teja mahallesinde sosyal hizmet yapıyorduk,

هؤلاء هنّ النساء المسؤولات عن العمل.

İşin başında bu kadınlar var.

لكن الممرضة استمرت في العمل بالقائمة.

ama hemşire kontrol noktalarına devam etti.

تعبت أصدقائه في العمل من الأقارب

iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık

عندما يكون لديك صور العمل هذه

senin o iş fotoğrafların varken

علينا أن ننتظر حتى ينتهي العمل

çalışmaların bitmesini beklemek zorundayız

سواء كنا داخل أو خارج العمل.

işte olsun ya da olmasın.

وذلك لا يقتصر على مكان العمل،

Ve bu sadece bir iş yeriyle sınırlı kalmaz.

ولأننا نقضي ثلث حياتنا في العمل،

Yaşamımızın üçte birini işte geçirdiğimize göre,

العمل هو ما ينبثق عن العقل،

İş sadece insan eseri;