Translation of "يقوم" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "يقوم" in a sentence and their turkish translations:

يقوم بمهنة التدريس.

Öğretmenlik yapıyor.

يقوم الجادون بهذا العمل،

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

توم: يقوم بإحماء يديه.

TT: Ellerini ısıtmıyor.

يقوم المعلمون بذلك طواعية

gönüllü olarak yapıyor öğretmenler bu işi

يقوم بترتيب وفقا له

Ona göre bir düzenleme yapıyor

مجتمعنا يقوم على الثقة

Toplumumuz güvene dayanıyor:

وهذا ما يقوم به الأطفال.

Benim çocuklarım bunu yapıyor.

لدي الجميع دور يقوم به.

Burada hepimizin bir rolü olabilir.

توم يقوم بقرآءة كتاب تاريخ.

Tom bir tarih kitabı okuyor.

إذا قمت بما يقوم به الآخرون،

Eğer herkesin yaptığı şeyi yapıyorsanız,

الآن يقوم الجميع بذلك من Instagram

şimdi herkes bunu İnstagram'dan yapıyor

مدرس يقوم بالتدريس في المنطقة الحدودية

sınır bölgesinde öğretmenlik yapan bir öğretmen

سوف يقوم المتسللون باختراق كمبيوتر المدرس

öğretmenin bilgisayarını hackerlar hackleyecek

يقوم فريقنا بحذف معظم هذه اللعنات

Bu küfürlerin çoğunu ekibimiz siliyor

لن يقوم توم بفعل ذلك أبدا.

Tom onu asla yapmayacak.

أتساءل لم يعد أحد يقوم بذلك.

Neden kimsenin onu artık yapmadığını merak ediyorum.

فأنت تُريد الطبيب أن يقوم بشيء ما.

Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.

ولماذا يقوم مئات الاشخاص من حول العالم

Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan

وفي كل مرة يقوم شخص بخطأ ما،

Ve biri hata yaptığında her seferinde,

المعلم المقدس يجب أن يقوم بعمل إضافي

kutsal meslek yapan öğretmen ek iş yapmak zorunda

يقوم بأعمال التنقيب وينشر الكتب. أعضاء المؤسسة

kazılar yaptırır, kitaplar yayınlar. Kurumun üyeleri ise

يقوم Facebook بتسجيل هؤلاء الأشخاص ، ثم يواجهك

Facebook bu kişileri kayıt ediyor, daha sonra sizin karşınıza face de

إما أن يقوم الرجل ببناء قبر لنفسه

ya adam kendisi için mezar yaptırıyor

لقد فعل ما وعد ان يقوم به

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

ووُجد أن اللون الوردي يقوم بتهدئة السجناء العنيفين،

Pembe renginin, azılı tutsakları sakinleştirdiği saptanmışken,

لم يكن يهم كم مرة كان يقوم بذلك؛

Kaç kere yaptğının önemi yok;

حان الوقت لكي يقوم الأقنان البائسون بالعمل الشاق.

Zavallı serflerin ağır işi yapma zamanı.

توم لا يقوم دائما بما ينتظره منه الآخرون.

Tom her zaman diğerlerinin beklediği şeyi yapmaz.

لذلك يقوم بتصفية جميع المعلومات وفقًا للصورة في أذهاننا،

Yani tüm bilgileri zihnimizdeki resme göre filtreler,

لا أحد فسّر ما كان يقوم به فاضل هناك.

Hiç kimse Fadıl'ın orada ne yapıyor olduğunu açıklamadı.

سيكون من السهل إيجاد شخص يقوم بذلك من أجلك.

Bunu sizin için yapacak birini bulmak kolay olacak.

سامي مسلم و لا يقوم بأيّ شيء من هذا.

- Sami Müslümandır ve onlardan herhangi birini yapmaz.
- Sami Müslümandır ve onlardan hiçbirini yapmaz.
- Sami Müslüman, öyle şeyler yapmaz.

إنه أحد المبادئ التي يقوم الدماغ بشكل فعلي بالقيام بها.

Beynin aslen yapıyor olduğu şeyin prensiplerinden biridir.

حسناً، هذا ما يبدو عليه الحال عندما يقوم توم بذلك.

Ve Tom bu sesi çıkardığında böyle gözüküyor.

- يقوم توم بما يُطلب منه.
- يفعل توم ما يُطلبُ منه.

Tom ondan isteneni yapar.

كان يجب على سامي أن يقوم بشيء كي ينقذ حياته.

Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.

بشكل عام ، يقوم المعلمون بما يلي. يقومون بإيقاف تشغيل ميكروفون الجميع.

genelde öğretmenler şöyle yapıyor herkesin mikrofonunu kapatıyor

أخبرني توم أنه يقوم بتمارين الضغط بعدد 30 مرة كل صباح

Tom bana her sabah otuz şınav çektiğini söyledi.

في كل مرة يقوم فيها شرطي، أو طبيب أو أي موظف حكومي

Bir polis, doktor veya devlet memuru

وقُلت،"حسنًا،هل يمكن لأحد أن يقوم بنظام توصية أفضل من هذا؟

"Hey sahip olduğumuz başarıdan daha iyisini yapabilecek var mı?

‫كيف لحيوان بري يقوم بعمله‬ ‫يستفيد من زيارة ذلك المخلوق البشري الغريب؟‬

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

‫يعرف تماماً كيف يصيد ويهيمن في تلك البيئة.‬ ‫يستطيع أن يقوم بما يريده.‬

Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.

ألا ترغب في الذهاب إلى الماضي قليلاً وأن يقوم جدنا بإغلاق قطعة أرض جميلة من مكان جميل؟

Birazcık geçmişe gidip dedemize güzel bir yerden güzel bir arsa kapattırmak istemez misiniz?

‫تُحبس الأنفاس مع كل محاولة صدم يقوم بها،‬ ‫تحاول السيارات الهروب واحدة تلو الأخرى‬ ‫من هذا الوحش المُدمر.‬

Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.

لا يقوم Surfshark بتسجيل بياناتك أو عمليات البحث الخاصة بك ، ويتأكد من عدم قيام أي شخص آخر بذلك.

Surfshark, verilerinizi veya aramalarınızı kaydetmez ve kimsenin de işlem yapmamasını sağlar .

لم يكن لديه أي طريقة لمعرفة ما إذا كان حنبعل يقوم بإعداد فخ آخر أم لا، ومن المشكوك فيه

Hannibal'ın yeni bir tuzak kurup kurmadığını bilmenin bir yolu yoktu ve Romalıların...

لكل فرد يقوم بعمل الحق في أجر عادل مرض يكفل له ولأسرته عيشة لائقة بكرامة الإنسان تضاف إليه، عند اللزوم، وسائل أخرى للحماية الاجتماعية.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.