Translation of "الموقف" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الموقف" in a sentence and their turkish translations:

وكان هذا الموقف،

Ve bu tavır,

صار الصمت سيد الموقف.

Konuşmada bir sessizlik oldu.

الموقف أسوأ مما نظن.

Durum sandığımızdan daha kötü.

وتأمين الموقف العثماني في البلقان

Serre'de vasallarını toplayan Avrupalı ​​hükümdarların saldırısına da yol açacaktı.

لديهم كل القوة في ذلك الموقف.

Bu durumda, tüm güce sahipler.

ماذا حدث لامراة سقطت في هذا الموقف؟

Kadınımıza ne oldu da bu duruma düştü?

ثم أذهب إلى الكاميرا وأخبرك بهذا الموقف

Daha sonra kamera karşısına geçip sizlere anlatıyorum bu durumu

وعرفتُ أن هذين الاختيارين سيساعداني على تخطي هذا الموقف،

ve her iki seçeneğin de beni bu durumdan kurtarabileceğini bilsem de

الطريقة الوحيدة للتخلص من هذا الموقف هو هذا فقط

bu durumdan kurtulmanın bire yöntemi ise sadece şu

ولكن بعد هذا الموقف ، تنفجر الفضائح واحدة تلو الأخرى

fakat bu durumdan sonra skandallar arka arkada patlayıveriyor

أما إذا أرادوا الصلاة بمحبة الله لما واجهنا مثل هذا الموقف.

oysa ki Allah sevgisiyle kılmak isteselerdi hiç böyle bir durumla karşılaşmayacaktık

دعونا نفحص الموقف بمثال ، الآن نحن نتحرك 60 كم باتجاه الغرب.

Bir örnekle durumu inceleyelim şimdi biz şuan batı yönüne doğru 60 km hızla ilerliyoruz.

كان الأمر كما لو أنهم لم يتعلموا أبداً أن يخافوا من هذا الموقف.

Sanki hiç o işaretten korkmaları öğretilmemiş gibiydi.

لذا فأنت تفعل ما لو كان أي شخص آخر ليفعله في هذا الموقف.

O durumda kim olsa yapacağı şeyi yapıyorsunuz.

إنهم يعبرون عن نوع من ... الموقف غير المؤسف ، لكنه نوع من الأسى: "نعم ، حسنًا ،

Bir tür… pişmanlık duymayan bir tavır sergiliyorlar, ama bu biraz üzücü: 'Evet,