Translation of "الفقيرة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الفقيرة" in a sentence and their turkish translations:

فأخفيت هاتفي لأننا بالأحياء الفقيرة.

Telefonumu kaldırdım, çünkü kenar mahalledeydik.

كان علي الذهاب للأحياء الفقيرة بنفسي.

Mahallelere kendim gitmek zorunda kaldım.

والأحياء الفقيرة في مومباي وأمريكا اللاتينية.

Latin Amerika'nın favelalarında gibi yerlerde yaşıyor.

مازلت أذكر حين كنت أمشي بالأحياء الفقيرة،

Hâlâ mahallelere yürüdüğümü hatırlıyorum,

فقد حازت المناطق الفقيرة باسوأ ما في الأمر

bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.

تمشي كيلومترات في الأحياء الفقيرة لتصل إلى المدرسة.

Mahallesinden okula kilometrelerce yürüyor.

(الدكتور كويتا معلقا) هذا أكبر الأحياء الفقيرة بآسيا.

Karan Gupta: Bu Asya'nın en büyük kenar mahallesi.

في الأحياء الفقيرة، وفي المدارس وفي السجون وفي المسارح،

gecekondularda, okullarda, hapishanelerde ve sinemalarda

لكن مع الوقت اكتشفت أن العديد من الأطفال يعيشون في أوضاع مريبة بالأحياء الفقيرة.

Ama sonra mahallelerde yaşayan, ilköğretimi bile bitirmeye şansı olmayan