Examples of using "السياسة" in a sentence and their turkish translations:
Siyasetten nefret ederim.
Politikayı uygulayan kişilerin
Sevgili yoldaşlar, politikada
politikada ise tek bir basit anlatı var
ve bu, resmi politikanın büyük ölçüde sone ermesini sağladı.
CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.
birisiyle iletişime geçmek için çaba gösterin.
Politik ya da alışveriş seçimlerimizde
oğlu Beşar'dır. Esad. Genç adam, o sırada siyasetin ve medyanın
iktidar rejiminin genel politikasındaki geniş
Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.
Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.
Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.
yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.
John için çalışmayı sevsem de politikada başarılı olamadım.