Translation of "ولكني" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "ولكني" in a sentence and their turkish translations:

ولكني أنوي المحاولة."

ama yine de anlamaya çalışmak istiyorum."

ولكني قوبلت بالشك

ama belirsizlik ile karşı karşıyaydım

ولكني عثرت عليه.

ama onu buldum

ولكني أيضاً شغوف

ve küresel pazarda

حاولتُ ولكني فشلت.

Denedim ama başarısız oldum.

ولكني قررت عكس ذلك.

ama yapmamaya karar verdim.

ولكني أتعلم أن أعيش

Bedeli hesaplamadan, nedenler olmadan

ولكني عدت للالتزام بخطتي

ama planıma geri döndüm

كنت سأراسلك ولكني نسيت.

Sana yazacaktım, ama unuttum.

ولكني لازلت مصدومة من ذلك،

Ama yine de bundan fazlasıyla etkilendim.

ولكني كنت مرهقة جدًا لأبكي.

Ama ağlayamayacak kadar yorgundum.

ولكني افتقدت النظام البيئي للمستشفى.

Ama hastane ortamını özlemiştim.

ولكني كرهت هذا العمل حقًا.

ama işten nefret ediyordum.

ولكني لم أتوصل لشيء، لذا فلنبدأ.

Bir şey bulamadım, o yüzden direkt başlayalım.

ولكني أمارس مهنتي منذ 12 سنة ،

Ama 12 yıl bu mesleği yapınca

ولكني أدعوكم جميعا للتفكير بهذه الأسئلة.

ama sizi bu soruları düşünmeye davet ediyorum.

ولكني لا أعرف تلك الأعمال أبداً.

ve ben hiç bilmiyorum öyle işler.

ولكني كنت فتى ضواحي، كنت أحب الحيوانات،

Tam bir banliyö çocuğuydum, hayvanları seviyordum

كيتلين: قد أكره التخييم، ولكني أحب السياسة.

CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.

ولكني أتمنى أيضاً أن أقوم بصناعة فرق لكم.

Fakat ayrıca sizin için de farklılık yaratmayı umuyorum.

ولكني أعجز عن وصف اللون الأزرق الذي شاهدته

Gördüğüm o renkleri tanımlamak için maviye yeni anlamlar yüklemem lazım.

منزلنا رائع, ولكني ما زلت أشتاق إلى القديم.

Evimiz güzel ama yine de eskisini özlüyorum.

- هذا مكان لطيف، ولكني لا أريد أن أعيش في هنا.
- هذا المقام حلو، ولكني لا أريد ان أسكن في هنا.

Bu güzel bir yer ama burada yaşamak istemiyorum.

ولكني لن أتحدث اليوم عن ما يجعل حياتي صعبة.

Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.

لكن، ولكني أريدهم أيضًا أن يحظوا بخبرة لها معنى كمتبرعين،

Ayrıca, bağışçı olarak gerçek anlamda bir deneyim kazanmalarını istiyorum,

لا أستطيع مساعدته ولكني أتساءل إن كان هذا يحدث فرقا

Bunun fark yaratıp yaratmadığını merak etmeden yapamıyorum.

- أنا مثالي. أنا لا أعرف إلي أين أذهب, ولكني على الطريق.
- أنا مثالي. أنا لا أعرف إلي أين أنا ذاهب, ولكني على الطريق.

Ben idealistim. Nereye gittiğimi bilmiyorum ama yolumdayım.

ولكني أقول، بأنه من المهم أيضاً أن نعطي الناس مساحةً من الحرية،

ama ben insanları serbest bırakmanın, gerçekten etkileşime girmeleri