Examples of using "السيء" in a sentence and their turkish translations:
Çok kötü bir sporcu olan oğluma şöyle sordum
Oldukça kötü bir halde olduğumuz görülüyor.
Kötüdense daha fazla iyi şeyin alışverişini yapıyordum,
Kötü şans ya da bağışlanabilir bir hata için cezalandırılmayacaklardı.
Şirket burada kötü adam olmak istemedi.
ağzındaki berbat tat, yanık kokusu, çürümüş balık