Translation of "دخل" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "دخل" in a sentence and their turkish translations:

دخل مزارع.

bir çiftçi geldi.

ما دخل هذا

Bunun bir şeye

‫دخل هذه الحفرة.‬

Bu deliğin içine girdi.

دخل توم المبنى.

Tom binaya girdi.

دخل سامي الإحرام.

Sami ihrama girdi.

في ضريبة دخل الشركات.

64 milyarlık kurumsal vergi ödedi;

دخل الغرفة بعد خروجك.

O, sen ayrıldıktan sonra odaya girdi.

دخل سامي إلى المسجد.

- Sami camiye girdi.
- Sami caminin içine girdi.

دخل وتحجج بقصة "الضرورة العسكرية".

Mahkemeye gitti ve "askeri gereklilikler" hikayesini anlattı

وتركت بلا مأوى أو دخل.

ve evsiz ve gelirsiz kaldı.

دخل الوجه القذر لكرة القدم

ona da girdi futbolun kirli yüzünü

دخل الشامبو في عيني توم.

Tom'un gözlerine şampuan kaçmıştı.

دخل سامي المسجد في السّادسة.

- Sami saat altıda camiye girdi.
- Sami camiye saat altıda girdi.

‫وإذا دخل مجرى الدم، تصاب بعدوى.‬

Kanınıza girdikten sonra enfeksiyon kaparsınız

ربّى والدي الماعز لزيادة دخل الأسرة.

Babam ailemizin gelirini artırmak adına keçiler beslerdi.

كما دخل الهاتف أعمال البرمجيات جوجل

Telefon yazılım işine de girdi Google

- دخل الخريف.
- نحن في الخريف الآن.

Şimdi sonbahar.

بعد لحظة، دخل الرجل الى الغرفة.

Bir süre sonra adam odaya girdi.

دخل شخص غريب من الباب فجأة.

Garip bir kişi aniden kapıdan girdi.

دخل سامي حياة ليلى في 2006.

Sami 2006'da Leyla'nın hayatına girdi.

هو ما دخل هذا بالعمى غير المقصود؟

bunun istem dışı körlükle ne ilgisi var?

‫إن دخل هذا الوبر الواخز‬ ‫في جلدك،‬

O ürpertici tüyler derinize değerse

وهو حدث دخل كتاب "غينيس" للأرقام القياسية

Bu olay, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi

وفقا للشامانية ، دخل الأتراك القدماء غابة أجنبية

Şamanizm'e göre eski Türkler bir yabancı ormana girerken

"دخل هذا الهدف لأن السلة لم تكن محمية،

"Sayı oldu çünkü potayı kimse savunmuyordu,

عندما اقتحموا المدينة، دخل المغول مع حلفائهم الأرمن والإفرنجة

Moğollar şehre Ermeni ve Frank müttefikleriyle girdiler

انتهى أحدهم بشرب الجعة معنا، بينما دخل الآخرون السجن.

Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.

سيتم حرق هذا الشخص. تم ركله حتى دخل الدائرة

o kişi yanmış olur. Yuvarlağın içerisine girinceye kadar tekme atılırdı

الوراثي والأمير السيادي لنوشاتيل وفالانجين ، مع دخل خاص هائل.

muazzam bir özel gelirle Neuchâtel ve Valangin'in kalıtsal, egemen prensi yaptı.

دخل العديد من السياح الى كارويزاوا خلال عطلة الصيف .

Turistler yaz tatili boyunca Karuizawa'ya döküldü.

فتح فاضل المنزل بهدوء و دخل على أطراف أصابعه.

Fadil sessizce arka kapıyı açtı ve ayaklarının ucuna basarak eve girdi.

أدار فاضل مقبض الباب بهدوء و دخل إلى المنزل.

Fadıl kapı tokmağını sessizce çevirdi ve eve girdi.

للميناء بتكلفةٍ فاقت الخمس مئة مليون يورو وهو الكاسر الذي دخل

bu , Guinness Rekorlar Kitabına giren kırıcıdır

عندما دخل دافوت في خلاف مع المارشال مراد ، الذي اعتبره غير كفء ،

Davout, beceriksiz bulduğu Mareşal Murat ile kavga ettiğinde,