Examples of using "فضلك" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen gel.
Lütfen!
Çoraplarını çıkar, lütfen.
Lütfen ağlama.
- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.
Balık, lütfen.
Bir saniye, lütfen.
Tavuk, Lütfen.
Lütfen bana yardımcı olun.
- Hesap lütfen.
- Hesap, lütfen.
Anahtarlar lütfen.
Bir hastane, lütfen?
Bana makası getir, lütfen.
- Lütfen yerine otur.
- Lütfen otur.
- Lütfen oturun.
Lütfen onun hakkında düşün.
- Bir bardak su, lütfen.
- Bir bardak su lütfen.
Lütfen arabadan inin.
Lütfen oğlumuza iyi bak."
Lütfen gitmeyin.
Lütfen ayakkabılarını giy.
Ses seviyesini azaltın, lütfen.
Tuzu alabilir miyim acaba?
Lütfen topu at.
Lütfen yatağı yapın.
Lütfen şapkanı çıkar.
Lütfen dikkatli sürün.
Bana fikrinizi verin lütfen.
- Kapıyı kapatın, lütfen.
- Kapıyı kapatsana.
Işığı aç, lütfen.
Lütfen telaffuzumu düzeltin.
Lütfen beni yalnız bırak.
Lütfen televizyonu kapat.
Biraz bekleyin, lütfen.
Lütfen yarın onu geri getir.
Onu bana ver, lütfen.
Kennedy Havaalanı, lütfen.
Biraz su, lütfen.
Lütfen kart dağıt.
Lütfen geri çekilin.
Bir dakika bekleyin, lütfen!
Lütfen özürlerimi kabul et.
Oturun, lütfen.
- Lütfen sayfayı çevir.
- Lütfen sayfayı çevirin.
Lütfen bana bıçağını ödünç ver.
Lütfen kapıyı kapatın.
Lütfen hemen terk edin.
- Lütfen sessiz olun.
- Lütfen sessiz olalım.
Bir doktor çağırın lütfen!
Hilton Oteli'ne gidelim lütfen.
Lütfen gitmeme izin verin.
Oda anahtarı, lütfen.
Bana hesabı getir, lütfen.
Lütfen bana bak.
Yol açın, lütfen.
Bana fotoğrafları göster lütfen.
Daha yüksek, lütfen.
Suyu ısıt lütfen.
Adresini yaz, lütfen.
Lütfen bekler misin?
Lütfen ayakkabılarınızı çıkartın.
Lütfen gömleği ütüle.
Lütfen arabayı tamir ediniz.
Lütfen kartını sok.
Lütfen bana kitabını ödünç ver.
Lütfen bana teşekkür etmeyin.
Lütfen bunu anlayın.
Lütfen sayfayı çevirin.
Lütfen evrakları gözden geçirin.
lütfen çocuklarımıza sahip çıkalım
Çok önemli bu lütfen
ama sizde lütfen bu konuda
Tekrar söyleyin, lütfen?
Bana gazeteyi getir lütfen.
- Lütfen hemşirenin emirlerine uyun.
- Lütfen hemşirenin dediklerini yapın.
Lütfen beni istasyonda bekleyin.
Onu bir kez daha okuyun, lütfen.
Telefonu henüz kapatmayın, lütfen.
- Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
- Lütfen bir kalemle yazın.
Lütfen kartları dikkatlice karıştır.
Lütfen bunu sır olarak sakla.
Lütfen bana bir parça ekmek ver.
Bana o kitabı uzat, lütfen.
Oturun, lütfen.
Lütfen başka birine sor.
Lütfen bunu hemen yap.
Lütfen evin dışında bekleyin.
Tuvaletler nerede, lütfen?
Lütfen televizyonu açar mısın?
Affedersiniz, wasabisiz lütfen.
Lütfen konuşmayın.
Lütfen daha yavaş konuşun.
Lütfen buraya gel.
Lütfen bana biraz kanji öğret.
Bir küp şeker, lütfen.