Translation of "معظم" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "معظم" in a sentence and their turkish translations:

معظم يضحكك

Çoğu güldürüyor

معظم جيشه.

.

معظم الأكاديميون والنقاد

Akademisyen ve bilirkişilerin çoğu

سقطت معظم الأوراق.

Yaprakların çoğu döküldü.

يحب معظم الأمريكيين الهمبرجر.

Amerikalıların çoğu hamburger sever.

وهذا ما يراه معظم الناس.

Çoğu insan bu şekilde ilişkilendirir.

معظم الثديات تمر بمرحلة الشبق.

Memelilerin çoğu östrus dönem geçirir.

ولكن ماذا فعل معظم القرّاء؟

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

على معظم خوادم ألعاب الفيديو،

Birçok sunucuda, oyunlarda,

‫معظم الحيوانات تتجنّب المناطق المأهولة.‬

Çoğu, yapılaşmış alanlardan uzak duruyor.

‫معظم اليراعات تضيء في ومضات.‬

Çoğu ateş böceği ışığını açıp kapatır.

كنت في لندن معظم الصيف.

Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.

لأن الورقة التي يختارها معظم الناس

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

في معظم الدول المتقدمة في العالم،

Gelişmiş dünyanın kalanının çoğunda,

معظم المحيطات لا تبدو هكذا إطلاقًا.

okyanusun büyük bölümü buna hiç benzemiyor.

‫معظم المخلوقات هنا صغيرة ورشيقة الحركة.‬

Buradaki çoğu yaratık ufak ve çeviktir.

نحن في الواقع نعرف معظم المديرين

teknik direktörleri yöneticileri çoğunu aslında biliyoruz

لقد استمتعنا حقًا مع معظم التعليقات

Gerçekten biz yorumların çoğunda çok eğlendik

يقوم فريقنا بحذف معظم هذه اللعنات

Bu küfürlerin çoğunu ekibimiz siliyor

معظم الناس يكتبون عن حياتهم اليومية.

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

سيقضي سامي معظم حياته في السّجن.

Sami hayatının çoğunu hapishanede geçiriyor olacak.

وبينما معظم الحركات الاجتماعية الكبرى في التاريخ

Tarihteki en iyi toplumsal hareketlerin çoğu

نمضي معظم ساعات يقظتنا منغمسين في العمل.

Uyanık olduğumuz saatlerin çoğunu işte geçiririz.

الآن يرى معظم الناس الدماغ كصندوق أسود،

Şu an pek çok insan beyni bir kara kutu gibi düşünüyor,

الحملة ضد مصر وسحب معظم قواته شرقًا

Çoğu birliğini doğuya çektiğinin haberi ulaştı

معظم الناس لا يعرفون صموئيل بيربونت لانغلي.

Çoğu insan Samuel Pierpont Langley hakkında bir şey bilmiyor.

يقضي سامي معظم اليوم بمفرده في المنزل.

Sami günün çoğunu evde yalnız geçirir.

مع افتراض أن معظم الناس سيختارون اللوحة الوردية

Pembe rengin huzur verici bir renk olduğu kanıtlandığı için,

رجالٌ مشابهون للذين طاردوني في معظم سنين حياتي.

Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,

حتى معظم علماء المناخ أو حتى السياسيون الإيكولوجيون

Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine

لأن معظم النساء لسن على علم بهذا الارتباط،

çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,

وافق معظم الأشخاص الذين تواصلت معهم على مقابلتي.

Yaklaştığım insanların büyük çoğunluğu benimle buluşmayı kabul etti.

‫كما يكشفها أيضًا.‬ ‫معظم عمليات الصيد تبوء بالفشل.‬

Aynı zamanda onları ele veriyor. Çoğu av hüsranla sonlanıyor.

‫معظم الحيوانات تزور المناطق الحضرية‬ ‫بحثًا عن الطعام.‬

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

معظم الآن يقف خلده التماثيل البرونزية في مقدونيا.

Şimdi çoğu Makedonya'daki bronz heykellerle ölümsüzleşiyor.

وفي معظم الوقت لا نعرف ما تحت الأرض.

ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.

الحملات السريعة، مبتلعا مملكة ترنوفو وقهر معظم كارفونا،

batıya gitmeden önce Tornavo Krallığı'nı çekmek, Karavan'ın çoğunu fethetmek,

معظم الطلبة يأتون إلى المدرسة مشياً على الأقدام.

Çoğu öğrenci okula yürüyerek geliyor.

لم أولد هنا لكن امضيت معظم طفولتي هنا

Burada doğmadım ama bütün çocukluğumu burada geçirdim.

يعني معظم الناس يقولون لو أمُت يكُن أفضل

Yani çoğu kişi diyor ki böyle konuşacağıma

أنا هادئة وأفعل شيئًا يخيف معظم الناس بحق الجحيم.

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

‫نهارًا، تقضي الفيلة معظم وقتها‬ ‫في التغذّي في الظل.‬

Filler gündüzleri vakitlerinin çoğunu gölgede beslenerek geçirir.

‫في هذا الوقت،‬ ‫تنام معظم سعادين المكاك طويلة الذيل.‬

Normalde çoğu uzun kuyruklu makak bu saatte çoktan uyumuş olur.

يعتقد معظم الفيزيائيين أن المادة المظلمة تتكون من جزيئات،

Çoğu fizikçi karanlık maddenin atom altı parçacıklara çok benzeyen

- يعتقد الكثيرون أني مجنون.
- معظم الناس يظنون أني مجنون.

Birçok kişi deli olduğumu düşünür.

سوف تكون متفاجئا عندما تعرف أن معظم الناس يخوضون حياتهم

Şunu öğrenmek seni şaşırtabilir; pek çok insan hayat akıp giderken

يميل معظم الأشخاص إلى اختيار الورقة التي أريدهم أن يختاروها،

çoğu insan genellikle benim istediğim kartı seçiyor

أن معظم هذا النمو في الإنتاج قادم من أمريكا الجنوبية.

bu büyümenin çoğunun Güney Amerika'dan gelecek olduğu.

‫في معظم الوقت،‬ ‫فإنها إما تحوم إما تزحف إما تسبح.‬

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

ويظن العلماء أنه يمكنك نقل العدوى خلال معظم هذه الفترة

Ve bilim insanları, bu dönemin çoğunda hastalığı başkasına bulaştırabileceğinizi düşünüyor.

وبالتالي فإن معظم الخلايا الموجودة في جسدك هي في الحقيقة بكتيريا.

Yani vücudunuzdaki 600 trilyon hücrenin çoğu bakteri.

وهو ما كان يفعله معظم الناس في منتزه يوسيميتى ذلك اليوم.

Yosemite Park'ta da insanların yaptığı genellikle bu.

وقاتلةٌ في معظم الاوقات فيما تختلف الاراء حول فترة حضانة ذلك

, bu virüsün kuluçka süresine ilişkin görüşler farklılık gösterir.

بعد أن صوت معظم الشعب الفنزويلي بنعم انتخبوا الجمعية الوطنية التأسيسية

Venezüellalıların çoğu evet oyu verince yeni bir Ulusal Kurucu Meclis seçimi yapıldı

معظم الناس يعتقدون أن أجهزة الكمبيوتر لن تكون قادرة على التفكير.

Çoğu kişi bilgisayarların asla düşünemeyeceklerini düşünüyor.

مع وفاة معظم منافسيه وتأمين حدوده الشمالية الغربية ، ذاعت صيتهم الوحشية و

tüm bunlarla beraber artık düşmanlarının çoğunu öldürmüş ve kuzey sınırını güvene almış olan Vlad,

معظم ما أخبرك به اليوم وُلد في ذلك الوقت في وحشة السجن.

Şimdi sana söylediğim şeylerin çoğu o dönemde, hapishanedeki tecrit sırasında doğdu.

‫أمضيت معظم طفولتي في برك الصخور‬ ‫والغوص في غابة عشب البحر الضحلة.‬

Çocukluğumun çoğunu kayalık havuzlarında geçirdim. Sığ yosun ormanlarına dalardım.

قضى توم معظم الأيام يتسول من أجل المال أمام مناطق الجذب السياحية.

Tom çoğu günleri turistik yerlerin önünde para istemek için harcadı.

لكن في معظم الأحيان، تزخر بالأسئلة المضحكة التي قد تبدو مستعصية على الإجابة:

Ama çoğunlukla, cevaplara meydan okuyan komik sorularla:

انتظر حتى يلتزم معظم سلاح الفرسان الرومانيين بالقتال، حينها أرسل النوميديين على الأجنحة

Romalı süvarilerin çoğunun zaferden yana kararlı olmasını bekledikten sonra Numidyalı hafif süvarileri kanatlardan sarmaya gönderdi.

لقد أمضى أكثر من عامين في شبه الجزيرة الأيبيرية ، ومثل معظم مشاة نابليون ،

İber Yarımadası'nda iki yıldan fazla zaman geçirdi ve Napolyon'un çoğu askeri gibi,

بما أن معظم قواته في الوسط كانت من المشاة ولم تستطع مواكبة الإفرنجيين،

Merkezdeki birliklerin çoğu piyade olduğundan ve sessiz kalamadığından,

مع تمركز معظم القوات العثمانية في الأناضول، داهمت القوات المجرية عمق الأراضي الصربية،

Anadolu'daki çoğu Osmanlı askeri gibi, Macar birlikleri de Sırp topraklarına ilerleyerek

خسارة معظم أفياله (ربما جميعها عدا واحد) هي الخسارة الرئيسية الوحيدة لحنبعل في تريبيا

Fillerinin çoğunu kaybederek(büyük ihtimalle biri hariç hepsini) Hannibal için en büyük kayıp bu oluyor Trebia'da.

معظم المتاجر مغلقة. تم إغلاق بعض شركات الطيران. لا يستطيع البعض الآخر العثور على الركاب.

Mağazaların çoğu kapandı. Havayolu şirketlerinin bazıları kapandı. Diğerleri ise yolcu dahi bulamıyor.

حين يسمع معظم الناس عن "غرفةٍ على الأسلوب الياباني"، فإنهم يفكرون على الأرجح بغرفة تاتامي.

Onlar Japon tarzı odayı duyduklarında insanların çoğu muhtemelen bir tatami odası düşünüyor.