Examples of using "الأوتاد" in a sentence and their turkish translations:
ve bu sivri dallar ona saplanacak.
bulunduğu yere uygun olmayanlar.
diğerleri ise kazıkları yerden çekip yayan saldırmaya devam etti.
atlarını keskin kazıkların arasından geçirmek zorunda kaldılar,
Ancak, şövalyeler kısa süre sonra keskin, topraklanmış kazıklarla karşılaştı.