Translation of "الحادة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الحادة" in a sentence and their turkish translations:

أو الرائحة الحادة؟

Ağır kokudan mı?

‫وستخترقه هذه  الأوتاد الحادة.‬

ve bu sivri dallar ona saplanacak.

‫يمكن لحوافه الحادة ‬ ‫أن تقطعك مثل المنشار.‬

Jilet gibi keskin kenarları sizi testere gibi keser.

الغيرة الحادة تجلب أيضًا التملك وعدم الثقة،

Aşırı kıskançlık beraberinde sahip olma isteği ve güvensizlik getirir.

‫أرجو أن يظل هذا الحبل ‬ ‫سليماً فوق هذه الحواف الحادة.‬

Umarım halat sivri köşelerde sorun çıkarmaz.

‫المشكلة هي، ‬ ‫أن هذه الصخور الحادة ‬ ‫بإمكانها أن تقطع الحبل كالسكين.‬

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

‫وهي هذه الحافة الحادة هنا، ‬ ‫التي أريد أن أحميه منها.‬ ‫حسناً.‬

Korumak istediğim sivri kısım da burası. Pekâlâ.

ومع ذلك، سرعان ما واجه الفرسان خطًا من الأوتاد الحادة، مثبتة في الأرض

Ancak, şövalyeler kısa süre sonra keskin, topraklanmış kazıklarla karşılaştı.

‫يجب أن نكون في غاية الحذر لأن هناك ‬ ‫الكثير من الأجزاء المعدنية المكشوفة،‬ ‫الحادة والصدئة أيضاً.‬

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.

‫في هذا النوع من التدلي بالحبل ‬ ‫تريد أن يكون لديك شيء‬ ‫يحمي الحبل من الصخور الحادة.‬

Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.