Examples of using "إمكانية" in a sentence and their turkish translations:
Değişim potansiyeli burada.
beyin-bilgisayar iletişimi.
Bunun bir parçası olacak biçimde tasarlayın.
bitkinin büyümesini sağlamak için
Bunlar Drowdown projesi içerisindeki çözümler.
İmkânsız gibi görünen bir yarışın eşiğinde
İşimiz bunlara fırsat tanımak.
başarı ihtimaline odaklanmak
Çünkü öyle görünüyor ki bence değil.