Translation of "ألعب" in Turkish

0.044 sec.

Examples of using "ألعب" in a sentence and their turkish translations:

ألعب معه.

Onunla oynarım.

- أعرف كيف ألعب كرة المضرب.
- بإمكاني أن ألعب التنس.

- Tenis oynayabilirim.
- Ben tenis oynayabilirim.
- Tenis oynamasını biliyorum.

ربما ألعب لماذا لا

belki de oynarım neden olmasın

عادةً ما ألعب التنس.

Ben genellikle tenis oynarım.

لم ألعب الجولف بتاتا.

Hiç golf oynamadım.

اعتدت أن ألعب كرة القدم،

Eskiden futbol oynardım

هل ألعب 3 أحجار اليوم؟

bugün 3 taş oynar mıyım?

غدا سوف ألعب كرة القدم.

Yarın futbol oynayacağım.

كثيراً ما ألعب معه التنس.

Onunla sık sık tenis oynardım.

ماذا يحدث أمي دعني ألعب مع بعض الأصدقاء

anne ne olur biraz arkadaşlarımla oynayayım

كان يجب أن لا ألعب خارجاً في المطر

Yağmurda dışarıda oynamamalıydım.

ألعب في الشارع مع صديقي الذي كان يكبرني بعامين،

benden iki yaş büyük bir arkadaşımla dışarıda oyun oynuyordum,

وعندما كنت في العاشرة من عمري، كنت ألعب في مكب النفايات

On yaşındayken çöplükte oynuyordum

أنا سوف ألعب تنس مع توم بعد الظهر, لكن هذا لا شيئ أنا حقاً أتتطلع لهذا.

Bugün öğleden sonra Tom'la tenis oynuyor olacağım fakat bu gerçekten çok istediğim bir şey değil.