Translation of "أشياء" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "أشياء" in a sentence and their turkish translations:

أسماء، أشياء...

İsimler, şeyler.

سأريكم أشياء

Sizlere, görmemeyi başaramayacağınız

الذكريات أشياء رائعة.

Hatıralar büyüleyici şeyler.

ستصبح أشياء عديدة.

Birçok şey olacaktır.

أتذكر أشياء كثيرة.

Ben çok şey hatırlıyorum.

سأل الناس أشياء مثل،

İnsanlar şu gibi şeyler sordu:

بلاي ستيشن الخ أشياء

playstation vb. şeyler

أشياء مصنوعة من الرخام

mermerden yapılan şeyler

‫بدأت أرى أشياء استثنائية.‬

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

أُحب تجربة أشياء جديدة.

Yeni şeyler denemeyi seviyorum.

لدي أشياء أهم لأفعلها.

Yapacak daha önemli şeylerim var.

‫لذلك نحن نفعل عدة أشياء.‬

Biz de birkaç şey yapıyoruz.

لأنهم هنا ليعلمونا أشياء سحرية.

çünkü onlar bize sihirli bir şeyler öğretmek için buradalar

ثم بدأت أشياء رائعة تحدث،

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

أشياء كثيرة مثل السجاد والبسط

Bir çok halı, kilim gibi şeylerde

حسنًا، إنها تستخدم في أشياء متنوعة

Birçok alanda kullanılıyor;

باستخدام أشياء ضخمة، صناديق كبيرة، حيوانات.

geçebileceğimi söylüyor.

دخلت مركز الشرطة وحصلت أشياء عجيبة،

Karakola, girdim, ağabey acayip bir şey oldu;

وكتبت أشياء في زاوية في المكتب.

ofiste bir köşede bir şeyler yazdım.

أشياء كهذه يمكن كسر آمالنا باستمرار.

umutlarımız sürekli kırılabiliyordu.

هذه بضعة أشياء بسيطة يمكنكن فعلها.

Yapabileceğiniz birkaç basit şey var.

أنّت ترغب في تجربة أشياء مُختلفة.

farklı şeyler denemek istersin.

هناك أشياء عديدة، فهذه بالتأكيد فيزياء.

birçok şey var -- bu kesinlikle fizik.

كانت هناك أشياء انتقدها مرة أخرى

yine eleştirdiği şeyler vardı

ونرى أشياء تحاول فرض شيء علينا

ve bize bir şeyler empoze etmeye çalışan şeyler görüyoruz

حتى لا تنغمس في أشياء افتراضية

yani farazi şeylere takılmıyorsunuz

من أشياء مثل الجوع والمجاعة والملاريا

Açlık, kıtlık, sıtma gibi şeylerden

بدأت أكشف النقاب عن أشياء غريبة.

bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.

علينا أن نفعل 3 أشياء، جميعنا،

Irksal kalıpların negatif etkilerini

إنّ أمّ فاضل تحبّ أشياء كهذه.

Fadıl'ın annesi onun gibi şeyleri sever.

أن هناك 3 أشياء يجب علينا فعلها

üç şey var.

كلمات و كلمات و أشياء أكثر... (ثرثرة)

Kelimler, kelimeler ve daha fazla şey.

كتب نجف أوغورلو أشياء رائعة جداً حقاً.

Necef Uğurlu çok şahane şeyler yazdı gerçekten.

أشياء أحياناً تتحرك ببطء هنا على الأرض.

Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.

أشياء لم أفكر بها منذ زمن طويل،

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

هذه أشياء لا يستطيع الذكاء الاصطناعي فعلها.

Bunlar yapay zekânın yapamayacağı şeyler.

كان يشترط في الرسالة الواردة ثلاثة أشياء:

Gelen mesaj üç kuralı taşımalıydı:

هناك أشياء مثل اعتقاد أن "داخل مجموعتك"

kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan

أنا أُحب أن أُجرب لأفعل أشياء جديدة.

Yeni şeyler denemeyi severim.

وأنت ستقوم بفعل أشياء جيدة مثل هذه،

böylelikle daha iyi şeyler yapacaksınız.

يخلق الناس روابط جديدة ويعون أشياء من حولهم،

Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar

وفي خلال السنة الأولى بدأت أدرك عدة أشياء

Bu ilk yılda birkaç şey fark ettim.

بينما تتعامل الدولة مع أشياء مثل فيروسات التاجية ،

devlet böyle koronavirüs gibi şeylerle uğraşırken

هيا. لا تتعب رأسك على أشياء مثل هذه

hadi canım sende. Sen kafanı böyle şeylere yorma

لكن أستطيع الوصول إلى أشياء كثيرة كما تعرفون،

Ama okumak için birçok şeye erişimim var,

أعتقد أن عبارة "اتبع شغفك" توحي بثلاثة أشياء:

Bence 'Tutkunun peşinden git'menin yapmanızı istediği üç şey var:

تأكد من عدم وجود أجزاء سرية أو أشياء مخبئة،

gizli bölmesi ya da parçası olmadığından emin olun,

هناك أشياء أريد أن أقولها لأولئك الذين تم رفضهم

Ve burada deneyimsizliği yüzünden,

‫سنحتاج إلى 3 أشياء:‬ ‫أولاً، مكان للنوم على الأرض،‬

Üç şey lazım olacak: Öncelikle yeri biraz doldurmalıyız.

إذا لم تكن هناك أشياء مثل السيارات والطائرات والتجارة

eğer ki arabalar, uçaklar ve ticaret gibi şeyler olmasaydı

نحن نعلم أنه يفعل ويوزع أشياء مثل لقاحات القمح والحمص

buğday ve nohut aşı gibi şeyler yapıp dağıttığını biliyoruz

تبدؤون بملاحظة أشياء مثل، آه، يا إلهي روبوتي قصير نوعًا ما."

"Robotum biraz kısa sanki" gibi şeyler fark etmeye başlıyorsun.

ليس هناك الكثير للقيام به مثل أشياء متوازية للطيران والمجالات المغناطيسية

Uçuşsal paralellik ve manyetik alan gibi şeylerle pek de alakası yok

أما عن الأفكار السيئة فهي أشياء مثل بناء مطعم في مكب للقمامة،

Berbat fikirler ise çöplükteki bir restoran,

كنتُ لأحب كتابة مئات الجمل في تتويبا، لكن، عندي أشياء عليّ عملها.

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

حسناً، أعتقد أن هنالك ثلاثة أشياء يمكن للعمل أن يأخذه من مشروع 87:

İşyerlerinin, Project '87'den faydalanabileceği üç nokta var: