Examples of using "أستاذ" in a sentence and their turkish translations:
İstanbul depremini bilen profesör
Tom, Mary'nin profesörüdür.
siz televizyonda kendine profesör dedirten
Tom burada bir öğrenci değil, o öğretmenlerden biridir.
oyunculuk koçuydu, avukat bile değildi.
Üniversitede görev yapan bir profesör olarak
on altı siyahi veya çok ırklı profesör,
Martin Luther isimli malum bir teoloji profesörü