Translation of "تجعل" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "تجعل" in a sentence and their turkish translations:

هذه اللحظات تجعل حياتكم غنية.

Bu gibi anlar hayatınızı zenginleştirir.

و هي تجعل الحياة تستحق العيش.

ve istediğin bütün şeylerdir.

بل إنها ما تجعل فني ممكنًا.

aynı zamanda benim sanatımı mümkün kılan şey.

تجعل نفسك أستاذ على شاشة التلفزيون

siz televizyonda kendine profesör dedirten

كيف تجعل الآخرين يحققون تواصلًا ذا معنى،

insanların anlamlı bir şekilde iletişime geçmeleri,

التي تجعل وظيفتها هذه كأي مدينة ضخمة.

her türlü toplum hizmeti veren servisler bulunmakta.

أحد الأشياء التي تجعل هذا المكان مهمًا

burayı önemli yapan şeylerden bir tanesi de

لذا يعني أن تجعل العالم مكان أفضل.

yani dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek demek.

خطّطْ كي تجعل الخيارات التي تود اتخاذها أسهل.

Daha kolay hâle getirmek istediğiniz kararlar için düzenleyin.

‫ولكن رطوبة الغابة‬ ‫تجعل هذه الصخور زلقة للغاية.‬

Ama ormandaki nem, bu kayalıkları çok kayganlaştırıyor.

هناك العديد من الأحداث التي تجعل الناس يشكون

İnsanları şüphelendiren bir sürü olay var

والبحث عن الصفات التي تجعل من الناس قادة أفضل،

ve insanları daha iyi lider yapan niteliklere bakmaktır,

المس أعضائك التناسلية ، تأكد من أنها لن تجعل صوتك

cinsel organına dokun emin ol sesini çıkartmayacaklar

يمكنك أن تجعل الجميع عبداً لك، أن تفعل ما تريد.

Herkesi kendine kul edebilirsin, istediğini yapabilirsin.

علينا البدء بالحديث عن الأسباب التي تجعل الأمر مهماً بالنسبة لنا،

bizler için meselenin neden önemli olduğunu konuşmaya başlamak,

أريد أن أتحدث معهم عن الأسباب التي تجعل التغير المناخي مهم."

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

عندما نذهب إلى مناطق أكثر اعتدالًا ، تجعل الخفافيش هذه الخطوة تضحك.

daha ılıman bölgelere gittiğimizde ise yarasalar bu hareketi gülük olarak yaparlar

‫كثرة الفرائس تجعل هذا المكان مثاليًا لتدريب‬ ‫نمر صغير على الذود عن نفسه.‬

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

ولكن لا تقلق إن كانت حياتك تجعل من الصعب عليك أن تتواصل مع الناس.

Yaşamınız başka insanlarla bağ kurmanızı güçleştiriyorsa endişelenmeyin.

الحقيقة هي أن هناك الكثير من الأسباب التي تجعل لاعبي الغولف يصطدمون بالكرة بعيدًا.

Gerçek şu ki, golfçüler topa daha fazla vurarak neden birçok sebebi var.