Examples of using "التلفزيون" in a sentence and their turkish translations:
Televizyon çalışmıyor.
Bir televizyon ağının başkanıyla da böyle tanıştım
televizyonunda yayın hayatına başlayıverdi
Ben gittim ve benim televizyonculuk kariyerim öyle değişti.
TV muhabiri ile oyuncu arasında ayrım yapmadım.
siz televizyonda kendine profesör dedirten
Fakat televizyonda ne anlatılıyor
- Haydi TV izleyelim.
- TV izleyelim.
Televizyonu açtım ve Grand Prix yayınlanıyordu.
çünkü televizyonda o halkı görüyorlar
televizyon ekranlarında gördüğümüz Fatih Portakal'ı
bir anda bu adam televizyonda
Birçok şirket ürünlerini TV'de tanıtır.
televizyonda yoğun bir şekilde yayınlanmasını beklemeyin sakın
Ya da gazetedeki ve ya televizyondaki işine son veriyorlar
Televizyon ekranlarında Trump hakkında küfür bile edebilirsiniz
televizyonda bu zübük filmine çok rastlamayız
yani televizyonda duyduğumuz uzmanın bir açıklaması var ya
Televizyonda virüsün gerçeklerini anlatan kişiyi tutukluyorlar.
bu adamı bu televizyona kim çıkardı? Halkı kim kandırıyor?
Tüm yıl boyunca 15 dolardan daha düşük bir fiyata bu inanılmaz belgesel