Translation of "اسطنبول" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "اسطنبول" in a sentence and their turkish translations:

أستاذ يعرف زلزال اسطنبول

İstanbul depremini bilen profesör

أنا قررت الانتقال إلى اسطنبول.

İstanbul'a taşınmaya karar veriyorum.

لسوء الحظ ، تم تعيينه من اسطنبول إلى الأناضول ولا يكفي راتبه للعيش في اسطنبول.

anadoludan İstanbul'a tayini çıkmış ve maaşı İstanbul'da yaşamak için yetmiyor malesef

لذا جئت إلى اسطنبول لدفع إيجار

Yani hiç görmediğim bir evin kirasını vermek

استمررت في رؤية هذا في اسطنبول.

Bunu İstanbul'da da görmeye devam ettim.

أن سلطان قصير النظر غزا اسطنبول

basiretsiz dar görüşlü bir padişahın İstanbul'u fethettiğini

سمع هذا الصوت حتى من اسطنبول

bu ses İstanbul'dan bile duyulmuştu

وصوتك من الانفجار جاء من اسطنبول

ve patlamadan çıkan sesin İstanbul'dan

ألا ترغب بمشاهدة فتح اسطنبول مباشرة؟

İstanbul'un fethini canlı canlı izlemek istemez misiniz?

بدأ أن يحتفل به العمال في اسطنبول

İstanbul'daki işçiler tarafından da kutlanmaya başlandı

ولكن عندما حاصر الأتراك اسطنبول ، أغلقت هذه الأنفاق

fakat Türkler tarafından İstanbul Kuşatıldığında bu tüneller kapatılmış

ما هو الزلزال؟ لماذا يتوقع زلزال في اسطنبول

deprem nedir? İstanbul'da neden bir deprem bekleniyor

أو ستحصل عليه من اسطنبول ، ستبيعه في إزمير

Ya da İstanbul'dan alacakasın İzmir'de satacaksın

حصل 553 Gölcük على حصته من 557 زلزال اسطنبول

553 Gölcük 557 İstanbul depreminden nasibini aldı

محطات القاعدة مقفلة بعد زلزال اسطنبول الذي نعيش فيه

yakında Yaşadığımız İstanbul depreminden sonra baz istasyonları kitlendi

كان الجميع يتجهون من قريته إلى مدينته إلى اسطنبول ليكونوا مشهورين

herkes köyünden kentinden İstanbul'a gidiyordu meşhur olmak derdine

بعد فتح اسطنبول عام 1453 ، تم تحويلها إلى مسجد بأمر من سلطان محمد.

1453 yılında İstanbul fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet'in emriyle camiye çevrildi

أملي الأكبر هو أن أكون قادرة على القدوم إلى اسطنبول في سن ال 25 ودفع فاتورتي.

En büyük umudum 25 yaşında, İstanbul'a gelip faturamı ödeyebilmek.