Translation of "Yapayım" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Yapayım" in a sentence and their spanish translations:

Bunu yapayım.

- Déjame que lo haga.
- Déjame hacer esto.
- Déjeme hacer esto.
- Déjame que haga esto.

Şunu yapayım.

Déjame que haga esto.

- Bunu niye yapayım ki?
- Neden bunu yapayım ki?

- ¿Por qué debería hacer esto?
- ¿Por qué habría de hacer eso?

Onun mektubunu ne yapayım?

¿Qué voy a hacer con su carta?

Bir daha bunu yapayım deme.

No te atrevas a hacer eso de nuevo.

Ne yaparsam yapayım Tom'u güldüremem.

Haga lo que haga, no logro hacer reír a Tom.

Size bir fincan sıcak kahve yapayım.

Déjame prepararte una taza de café caliente.

Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yapabileceğimi söyledi.

Cualquier cosa que hago, ella dice que puedo hacerlo mejor.

Ne yaparsam yapayım, daha iyi yapabileceğimi söylüyor.

- Cualquier cosa que hago, ella dice que puedo hacerlo mejor.
- Haga lo que haga, dice que puedo hacerlo mejor.

- Sakın bunu bir daha yapayım deme.
- Bunu bir daha yapayım deme.
- Onu bir daha asla yapma.

Jamás vuelvas a hacer eso.

Ama ne yapayım, ırk konusunda konuşma tarzım buydu.

pero así me expresaba sobre la raza,

- İşimi yapmama izin ver.
- Bırak da işimi yapayım.

Me deje hacer mi trabajo.

Ne yaparsam yapayım, Tom her zaman şikâyet eder.

Tom siempre se queja sin importar lo que haga.

Sen Osmanlı erkeğimisin ki ben sana Osmanlı kadınlığı yapayım

Eres un hombre otomano, así que te haré una mujer otomana

Pes. Ben ne yaparsam yapayım, asla memnun gibi görünmüyorsun.

- Me rindo. Sin importar lo que haga, tú nunca pareces estar satisfecho.
- Me rindo. No importa lo que haga, nunca pareces estar satisfecho.

- Sadece elimde değil.
- Ne yapayım, elimde değil.
- Kendimi alamıyorum ki.

Sencillamente no puedo evitarlo.

- Ne yapmam gerekiyor?
- Ne yapmalıyım?
- Ne yapıyor olmalıyım?
- Ne yapayım?
- Ne yapmak zorundayım?

- ¿Qué debo hacer?
- ¿Qué tengo que hacer?

- Bir hata yaptığını düşünmekten başka çare yok.
- Ne yapayım, bana hata yapıyormuşsun gibi geliyor.
- İster istemez hata yaptığını düşünüyorum.

No puedo evitar pensar que estás en un error.