Translation of "Iyisini" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Iyisini" in a sentence and their spanish translations:

Daha iyisini yapmalıyız.

Debemos hacerlo mejor.

Daha iyisini yapabiliriz.

Lo podemos hacer mejor.

En iyisini istiyorum.

Quiero lo mejor.

Nasıl en iyisini yapacağız?

¿cómo nos aseguramos de hacerlo lo mejor posible?

Senden daha iyisini bekliyordum.

Esperaba más de ti.

Ondan daha iyisini bekliyordum.

Esperaba más de él.

En iyisini sona sakladık.

Hemos dejado lo mejor para el final.

Tom en iyisini istiyor.

Tom quiere lo mejor.

Yapabildiğimin en iyisini yapıyorum.

- Estoy haciendo lo mejor que puedo.
- Lo hago lo mejor que puedo.
- Me estoy esforzando todo lo que puedo.

Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.

Lo haré lo mejor que pueda.

Daha iyisini hak ediyorsun.

Mereces algo mejor.

O, daha iyisini bilmez.

Él no sabe algo mejor.

- Bundan daha iyisini hak ediyorsun.
- Bundan daha iyisini hak ediyorsunuz.

- Mereces algo mejor.
- Merecéis algo mejor.

Elimden gelenin en iyisini yaparak

es que yo lo haga lo mejor que pueda

En iyisini yapmak konusunda endişelenirsek,

Cuando estamos preocupados por hacer el mejor rendimiento,

Daha iyisini yapmak için çabalamalıyız.

Debemos esforzarnos por hacerlo mejor.

Bundan daha iyisini hak ediyorum.

Yo merezco más que esto.

Elinizden gelenin en iyisini yapın!

¡Haz lo mejor que puedas!

Bir aptaldan daha iyisini bekleyemezsin.

De un idiota no se debe esperar nada bueno.

En iyisini en sona sakladım.

Guardé lo mejor para el final.

Ben yapabileceğimin en iyisini yapacağım

Haré lo mejor que pueda.

Tom beklediğimden daha iyisini yaptı.

Tom lo hizo mejor de lo que había esperado.

Biz çok daha iyisini yapabiliriz.

Podemos hacerlo muchísimo mejor.

Daha iyisini bilecek kadar yeterince yaşlısın.

Ya eres lo suficientemente adulto como saber lo que haces.

Gelecekte daha iyisini yapmak için çalış.

- Procure usted hacerlo mejor en el futuro.
- Intenta hacerlo mejor en el futuro.

Hatta John beklenenden daha iyisini yaptı.

John lo hizo incluso mejor de lo que se esperaba.

Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.

Intenté y di lo mejor de mí;

Tom Mary'ye güvenmekten daha iyisini bilmeliydi.

Tom debería saber que no se puede confiar en Mary.

Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Estoy tratando de hacerlo lo mejor que puedo.

Tom elinden gelenin en iyisini yaptı.

Tom hizo lo mejor que pudo.

- Bir şey yaparken en iyisini yapmalısın.
- Bir şey yaparken elinden gelenin en iyisini yapmalısın.

En lo que sea que hagas, debes esforzarte al máximo.

Aynısını yapmak hatta daha iyisini yapmak istiyoruz.

queremos hacer lo mismo y queremos hacerlo mejor.

Ben sadece senin için en iyisini istiyorum.

- Solo quiero lo mejor para ti.
- Yo solo quiero lo mejor para ti.
- Yo solo quiero lo mejor para vosotros.
- Solo quiero lo mejor para vosotras.

Ben sadece Tom için en iyisini istiyorum.

Sólo quiero lo mejor para Tom.

Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yapabileceğimi söyledi.

Cualquier cosa que hago, ella dice que puedo hacerlo mejor.

Ona elimden gelenin en iyisini yapacağımı söyledim.

Le dije que haría lo que pudiera.

Tom şu anki yaşında daha iyisini bilmeli.

Tom debería saberlo mejor a su edad.

Biz her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.

Siempre debemos hacer nuestro mejor esfuerzo.

- Her şey gönlünüzce olsun.
- Hepinize en iyisini diliyorum.

Te deseo lo mejor.

Biri her şeyde elinden gelenin en iyisini yapmalı.

Uno tiene que hacer todo lo mejor posible.

Tom Mary'nin okulda yaptığının çok daha iyisini yapar.

A Tom le va mucho mejor que a Mary en el colegio.

- Babam her zaman der ki: "Elinden gelenin en iyisini yap."
- Babam her zaman der ki: "Yapabileceğinin en iyisini yap."

Papá siempre dice "hazlo lo mejor que puedas."

"Hey sahip olduğumuz başarıdan daha iyisini yapabilecek var mı?

y dijiste: "¿alguien puede hacer algo mejor que esta recomendación nuestra?

- O elinden geleni yapıyor.
- Elinden gelenin en iyisini yapıyor.

Ella lo está haciendo lo mejor que puede.

Onunla arkadaş olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım.

Hice todo lo que pude para hacerme amigo suyo.

- Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- Elimden geleni yaparım.

Daré lo mejor.

Şansımıza, Newark şehri Newarklıların daha iyisini hak ettiğine karar verdi

Afortunadamente, la ciudad de Newark decidió que Newarkers merecía algo mejor,

Aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

no solo para reconstruirlo, sino para construirlo mejor que antes.

- Tom bundan daha iyisine layıktı.
- Tom bundan daha iyisini hak etti.

Tom merecía algo mejor que eso.

Aslında daha iyisini de yapabiliriz. Sırt çantası yerine, içindeki kuru çantayı kullanırız.

De hecho, podemos hacer algo mejor. En vez de la mochila, usar la bolsa impermeable.

Eğer ona bir şans daha verilirse o elinden gelenin en iyisini yapar.

Si se le diera otra oportunidad, él lo haría lo mejor que pudiera.

Size yardım etmek için elimden gelenin en iyisini yaptım. Gerisi size kalmış.

He hecho todo lo que he podido por ayudarte. El resto depende de ti.

Onun ne zaman döneceğini bilmiyorum ama döndüğünde, elinden gelenin en iyisini yapacak.

No sé cuándo vendrá, pero cuando lo haga, lo hará lo mejor que pueda.

- Çalışmanı bölmemek için elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- Çalışmanı rahatsız etmemek için elimden geleni yapacağım.

- Haré mi mejor esfuerzo por no molestar tu estudio.
- Haré lo mejor para no molestar tu estudio.