Translation of "Sahneye" in Spanish

Sahneye çıktım,

Subo al escenario

Tom sahneye yürüdü.

Tomás salió del escenario.

Çoğu kez, komedyen sahneye çıktığında

Cuando un comediante sube al escenario,

Bir kaç defa sahneye çıkıp

subir al escenario un par de veces

Drama geçen ay sahneye kondu.

El drama se presentó el mes pasado.

Illüzyonu yaratarak sahneye geri döner.

creando la ilusión de continuidad.

Bu sahneye o sayede mi çıktım?

¿Estoy en este escenario por ello?

Polis sahneye geldiğinde suçlu terk etti.

Cuando la policía entró en acción, el bandido se rindió.

İlk kez 1969'da sahneye çıktı.

Su debut en el escenario fue en 1969.

Aktris ilk kez sekiz yaşında sahneye çıktı.

La actriz realizó su debut a los ocho años.

- Koro şefi sahnede göründü.
- Koro şefi sahneye çıktı.

El director apareció en el escenario.

Tam sahneye gitmeden önce, Tom her zaman sinirlenir.

Tom siempre se pone nervioso justo antes de salir al escenario.

Ondan sonra Aleksander Wolszczan adında bir kişi sahneye çıkıyor.

y el siguiente en subir fue un hombre llamado Aleksander Wolszczan

Rock şarkıcısı sahneye çıktığında, konserindeki izleyici yüksek sesle alkışladı.

Cuando el cantante de rock apareció en el escenario, la audiencia del concierto ovacionó.

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

A veces, el mar ofrece un espectáculo muy especial. Mareas luminosas.

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

Tom se hizo popular entre las adolescentes apenas hizo su debut en la pantalla.

Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.

Su debut fue el evento social más grande de la temporada.

Beyefendi, ayağa kalkar mısınız, sahneye gelmenize gerek yok, bunlara bakın lütfen,

Señor, ¿le importaría levantarse y echar un vistazo?

- Onların işi oyunculara makyaj yapmaktır.
- İşleri, sahneye çıkan oyunculara makyaj yapmak.

Su trabajo es maquillar artistas.

Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

Todo el mundo es un escenario, y todos los hombres y mujeres meros actores. Tienen sus salidas y sus entradas, y un hombre en su tiempo juega muchas partes, comprendiendo sus actos siete edades.