Translation of "Otururken" in Spanish

Rıhtımda otururken bir gün

Un día, sentado en el muelle,

Bir gün ofiste otururken

Un día, mientras estábamos en la oficina,

Orada tek başıma otururken

Y yo sentado solo,

Orada camın diğer tarafında otururken

Y mientras estaba sentado allí al otro lado del cristal

O, bankta otururken sigara içti.

Fumando, él se sentó en la banca.

O sandalyede otururken beni dinledi.

Sentada en la silla, ella me escuchó.

Bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken

sentado en nuestros acogedores hogares a causa de este virus

Tom Mary'yi parkta bir bankta otururken buldu.

Tom encontró a Mary sentada en un banco en el parque.

Tom Mary'yi kilisede yapayalnız otururken bulduğuna şaşırdı.

Tom estaba sorprendido de encontrar a María sentada completamente sola en la capilla.

Ben odaya gittim, orada çocukları kanepede otururken buldum.

Entré en el cuarto, donde vi a los niños sentados en el sofá.

Tom, Mary'yi tek başına parkta otururken gördüğünü söyledi.

Tom dijo que había visto a Mary sentada sola en el parque.

Sanki yemek salonunda otururken yemek salonunun devamı varmış gibi görünüyordu duvarda

Parecía como si el comedor tuviera una continuación mientras estaba sentado en el comedor en la pared.

Isaac Newton'un bir ağacın altında otururken kafasına bir elma düştüğünde yerçekimi kanunlarını keşfetmesi muhtemelen tamamen bir efsanedir.

Es probable que solo sea un mito que Isaac Newton haya descubierto la ley de gravedad cuando una manzana se le cayó en la cabeza mientras estaba sentado bajo un árbol.

O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.

Sentado en la oscuridad escribiendo en su ordenador, oye el ruido de los pájaros que pían por la mañana y se da cuenta de que se ha quedado despierto toda la noche, pero el insomne todavía se niega a dormir.