Translation of "Kazanır" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Kazanır" in a sentence and their spanish translations:

Herkes kazanır.

Todos ganan.

Kötülük daima kazanır.

El mal siempre triunfa.

Hangi takım kazanır?

¿Cuál equipo ganará?

Kötülük bazen kazanır.

El mal a veces gana.

Şeytan bazen kazanır.

El diablo gana a veces.

Kötülük her zaman kazanır.

El mal siempre triunfa.

Genellikle büyük adam kazanır.

El más grande frecuentemente gana.

Gazino her zaman kazanır.

Siempre gana la banca.

O yazarak hayatını kazanır.

Él se gana la vida escribiendo.

Futbolcular çok para kazanır .

Los jugadores de fútbol ganan mucho dinero.

O, sattıklarından %5 kazanır.

Gana el cinco por ciento sobre lo que vende.

Tom nadiren tartışmaları kazanır.

Tom casi nunca gana discusiones.

En hızlı takım kazanır.

El equipo más rápido gana.

Tom sık sık kazanır.

Tomás vence a menudo.

Yavaş ve istikrarlı yarışı kazanır.

Lento pero seguro.

O, geçimini öğretmenlik yaparak kazanır.

- Él se gana la vida enseñando.
- Él se gana la vida en la enseñanza.

O, ayda 300,000 yen kazanır.

Gana 300.000 yenes al mes.

O, günde 20 dolar kazanır.

Él gana veinte dólares al día.

Kadınlar erkeklerden daha az kazanır.

Las mujeres tienen salarios más bajos que los hombres.

Vlad düelloyu kazanır ve Vladislav'ı öldürür...

los dos ejércitos, Vlad gana el duelo y asesina a Vladislav, luego procede a marchar sin oposición

- Hangi takım kazanır?
- Hangi takım kazanacak?

¿Cuál equipo ganará?

Bir bale dansçısı olarak hayatını kazanır.

Ella se gana el pan como bailarina de ballet.

En fazla, haftada 50 dolar kazanır.

Él sólo gana unos 50 dólares a la semana.

- Umarım ekibimiz kazanacak.
- Umarım takımımız kazanır.

Espero que gane nuestro equipo.

O bir ayda ne kadar kazanır?

¿Cuánto gana él al mes?

Kocam bir yılda 100,000 dolar kazanır.

Mi esposo gana 100.000 dólares al año.

İyi kötü karşısında her zaman kazanır.

El bien gana siempre al mal.

John oyun oynadığımız her zaman kazanır.

John gana cada vez que jugamos ese juego.

İyi bir antrenörle, yüzücü mutlaka kazanır.

Con un buen entrenador, el nadador lleva las de ganar.

Haftada en az 1000 dolar kazanır.

Gana al menos 1.000 dólares a la semana.

O, haftada en az 1.000 dolar kazanır.

Él se gana por lo menos $1000 dólares por semana.

O, bir haftada ortalama 10 pound kazanır.

Ella gana en promedio diez libras por semana.

O benden üç kat daha fazla kazanır.

- Él gana el triple que yo.
- Él gana tres veces más que yo.

O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.

- A lo que quiera que juegue, él siempre gana.
- Sea lo que sea que él juegue, siempre gana.

O benim kazandığımdan üç kat daha fazla kazanır.

Él gana tres veces más que yo.

Hangi oyunu oynarsa oynasın, o her zaman kazanır.

No importa qué juego juegue, él siempre gana.

- Tom çok para kazanır.
- Tom çok para kazanıyor.

Tom gana mucho dinero.

Tom restoranlar için menüleri çevirerek çok para kazanır.

Tom gana mucho dinero traduciendo menús para restaurantes.

Tom kesinlikle Mary'nin kazandığından daha çok para kazanır.

Tom claramente gana más dinero que Mary.

O, benim kazandığımdan üç katı daha fazla para kazanır.

Él gana tres veces más que yo.

Ve yarı zamanlı çalışan kadınlar yarı zamanlı erkeklerden fazla kazanır.

Y las mujeres de medio tiempo ganan más que los hombres de medio tiempo.

- Onun bu oyunu kazanması muhtemeldir.
- O, muhtemelen bu oyunu kazanır.

Es posible que él gane este juego.

Onun hangi oyunu oynadığı önemli değil, o her zaman kazanır.

No importa qué juego juegue, él siempre gana.

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

Normalmente es directo y sincero, y así consigue ganarse la confianza de aquellos que le conocen.