Translation of "Para" in Korean

0.016 sec.

Examples of using "Para" in a sentence and their korean translations:

para toplamaktı.

바로 돈을 모으는 일이었죠.

"Seçkinci Para Babaları"

"역겨운 기업 선전가",

Bunlara para kazandırmayalım.

우리의 돈을 그들에게 주지 맙시다.

Çünkü para gerektiren hayaller

왜냐면 돈이 필요한 꿈이나

Para ile aranız nasıldır?

여러분과 돈은 어떤 관계 입니까?

Hiçbir zaman para kazanamadılar.

그 회사는 돈을 벌었던 적이 없습니다.

Para her şeyin sonu değildir.

돈은 인생의 전부가 아니에요.

Servet ve para hakkındaki hislerinizi,

돈이나 부에 대한 여러분의 감정,

para istediğiniz biriyle ilişki kurmak

여러분이 돈을 요구할 사람과 관계를 맺는 것은

Ve çok para tasarruf edebilirsiniz.

그리고 돈도 많이 아낄 수가 있겠죠.

Sosyal plastik artık para ediyor,

소셜 플라스틱은 돈입니다.

Ve evet, naziklik para eder.

네, 예의는 도움이 됩니다.

42 milyar doların üzerinde para harcanıyor.

매년 42조원이 넘는 돈이 듭니다.

Aslında, para önemli bir şey değil.

사실 돈이란 별 게 아닙니다

Kendinize verdiğiniz değer, para miktarınızla belirlenmez.

자산으로 판단하지 마세요.

Hâkim iş düşüncesine göre “para için.”

주류 산업은 돈이 가장 중요하다고 말해요.

Hastalar para konusunda endişelenmek zorunda değiller.

돈 걱정을 할 필요 없어요.

para yardımı yapan burs ve destekçiler,

재정적 지원을 하는 후원자들도 있죠.

Ve para da gizli olarak ödeniyor.

돈도 익명으로 지급받고요.

Para toplamak çok zor olduğu için...

기금 마련이 매우 어려운 상황이라

Ya da para olmazsa imkânsız olan hayaller,

돈이 없으면 안 돼! 라는 꿈

1,5 milyon doların üstünde çalıntı para topladı.

150만 달러의 횡령된 돈을 되찾아왔습니다.

Sigortada indirim veya para iadesi almak için

그 댓가로 보험료 할인을 받으려 할지 모릅니다.

Bu para sayesinde yollar ve köprüler için

덕분에 우리는 기부금으로

Bağış ve kredi için tonla para ayırdı.

상당한 금액을 지원금과 소기업 대출자금을 위해 따로 준비해놨습니다.

önemli olan, dünyayı döndüren şeyin para olduğunu hatırlamaktır.

기억해야할 것은 돈이 세상을 돌게 한다는 것입니다.

Çin'den ve Dünya Bankası'ndan borç para almak için

우리는 원조에 의지하거나

Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.

이건 미국 교육비의 절반에 해당하고

para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.

지금 열심히 해야, 커서 성공한다는 식의 조언은 도움이 되지 않습니다.

Külotunuz ve sütyeniniz için ne kadar para harcadınız?"

속바지와 브래지어를 얼마나 오래 착용하셨나요?"

Para mutluluğu satın alamayabilir ancak ilişkiler satın alabilir.

돈으로 행복을 살 수는 없지만, 관계는 살 수 있을지도 몰라요.

Kendinize şu temel soruyu sorun: Ne için para biriktiriyorsunuz?

스스로에게 물어보세요. 저축하는 이유가 뭘까?

Hadi en baştan başlayalım, para ve servetle ilgili hisleriniz.

먼저, 여러분이 부나 돈에 대해서 느끼는 감정부터 시작해 보죠.

Hissettiğim ile kendim için para istemekle hissettiğim aynı değil.

제 자신을 위해 돈을 요구할때 제가 느끼는 감정은 같지 않습니다.

Bir yandan elinde para olan kurum ve insanlar var.

한 쪽에는 후원 재단과 후원가들이 있고,

Spor liglerine size orijinal içerik sağlaması için para veriyorsunuz,

1차 창작물을 주기 위해 스포츠 리그에 돈을 지불하고

Kurduğum vakıf aracılığıyla para topluyor ve Thame Okulu'nu destekliyorum.

저는 재단에서 모은 기금으로 타메 학교를 지원하고 있습니다.

Ziyaretçiler, projemize destek olmak için genellikle para yardımında bulunuyor.

도로 정비에 보태라고 현금을 기부하는 사람도 많습니다.

Daha çok para kazanmayı sağlayacak şeyler yapıp yapmayacağınızı seçiyorsunuz.

좀 더 많이 벌 수 있는 일을 할 것인지 선택하죠.

İşte size! Yurt dışından borç para mı almak zorundasınız? Hükümet

여기 있소! 해외에서 차관도 좀 들여와야 싶소? 그렇다면 우리 정부가 기꺼이

Beş yıl boyunca kendi start-up'ımı yönetip şirketim için para topladım.

제 신규 업체를 위해 오년 동안 뛰어 다니며 돈을 모았어요.

Böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.

밀렵을 제안받게 되고 가능한 모든 기회를 잡는 거죠

Gıdaya para yardımı yaptı, eğitimi geliştirdi sistem, kıskanılacak bir sağlık sistemi inşa etti

그는 부러워할만한 식량 보조, 교육 시스템, 의료 시스템을 구축하고

Sadece o değil... Park Chun Hee şirketlere ve bireylere yatırım yapmaları ve para biriktirmeleri için

그것만이 아니라 박정희는 저축과 투자를 장려하고자 모든 종류의 세금 인센티브를 기업과

Bazense 1979'da Afganistan'da ya da 1985'de Nicaragua'da yaptığı gibi muhalif gruplara silah ve para sağladı.

1979년의 아프가니스탄과 1985년의 니카라과처럼 반군에 무기와 돈을 공급했습니다