Translation of "Karşı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Karşı" in a sentence and their spanish translations:

Karşı karşıyayız.

el techo de cristal y más.

Dış dünyaya karşı

Para el mundo

Karşı koymak imkansız

imposible de resistir

Ve İspanyollara karşı

sobre los españoles.

Sahteciliğe karşı savaştım.

Luché contra la falsedad.

Hastalığa karşı savaş.

Lucha contra la enfermedad.

Ona karşı koyamıyorum.

- Me resulta irresistible.
- No puedo con ella.

Kurallara karşı geldin.

Rompiste las reglas.

Ona karşı gelmeyin.

No te opongas a él.

Kürtaja karşı mısınız?

¿Estás en contra del aborto?

Herkes bana karşı.

Todos están en contra de mí.

Tom karşı koyardı.

Tom contraatacaría.

Çocuklara karşı acımazdır.

Él es cruel con los niños.

Şans bize karşı.

Las chances están en nuestra contra.

- Herkese karşı nazik olun.
- Herkese karşı nazik ol.

Sea cortés con todos.

- O benim dinime karşı.
- O benim inancıma karşı.

Es contra mi religión.

- Yasadışı silahlara karşı değilim.
- Silah yasasının sıkılaştırılmasına karşı değilim.
- Silahların yasaklanmasına karşı değilim.

- No me opongo a la ilegalización de las armas.
- No soy contrario a la ilegalización de las armas.
- No estoy en contra de la ilegalización de las armas.

- Halk yöneticiye karşı ayaklandı.
- İnsanlar yöneticiye karşı isyan etti.

Los habitantes se rebelaron contra el amo.

Neden uyarılara karşı dirençliyiz?

¿Por qué no les hacemos caso a las advertencias?

Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.

Deben tener cuidado con ellas.

Bir yatırımcının, girişimciye karşı

Cuando vemos u oímos a un inversor

Ve zorluklara karşı gelmiş.

y levantándose contra la adversidad.

Interneti iyileştirmeye karşı çıktı.

porque los usuarios han consentido los términos y condiciones.

Insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette.

que actúan en contra de los intereses de la humanidad.

Soygunculuğa karşı koruma altında

no se la pueden robar.

Ama yolun karşı tarafında.

Pero está del otro lado del camino.

Faşizme karşı hakkımızı istiyoruz!

¡Queremos nuestro derecho contra el fascismo!

Size karşı büyü yapabilirdi

Él puede deletrear contra ti

Karşı ezici zaferine saldırdı .

sobre los prusianos en Jena.

Prusyalılara karşı harekete geçti

al año siguiente.

Sizler karşı tarafa geçerken

Y mientras caminamos hacia el otro lado,

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

En especial, con criaturas silvestres.

Sana karşı sabrımı kaybediyorum.

Estoy perdiendo la paciencia contigo.

Öğrenciler otoriteye karşı ayaklandılar.

Los estudiantes se levantaron contra la autoridad.

Katile karşı öfkeyle doldurulduk.

Estábamos llenos de ira contra el asesino.

Günaha karşı boyun eğmemelisin.

- No debes caer en la tentación.
- No debes ceder a la tentación.

Başkalarına karşı nazik olmalısın.

- Debéis ser amables con los demás.
- Tenéis que ser amables con los demás.

Diğerlerine karşı nazik ol.

- Sé amable con los demás.
- Sea simpático con los demás.
- Sé simpático con los demás.

O, akıntıya karşı yüzüyor.

Él está nadando en contra de la marea.

Tom, Mary'ye karşı katıydı.

Tom fue duro con Mary.

Tom herkese karşı samimidir.

Tom es amistoso con todos.

O, ona karşı naziktir.

Él es amable con ella.

O ona karşı kabaydı.

Ella fue mala con él.

O, caddenin karşı tarafında.

Está al otro lado de la calle.

İnsanların sömürülmelerine karşı savaştım.

Luché contra la explotación del pueblo.

Herkes ona karşı samimi.

Todos son amistosos con ella.

Ona karşı dürüst oldum.

He sido honesto con él.

O, karşı takıma katıldı.

Él entró al equipo contrincante.

O, çocuklara karşı naziktir.

Es amable con los niños.

Etrafındakilere karşı kibar ol.

Sé amable con aquellos a tu alrededor.

O, çocuklarına karşı sertti.

Él fue severo con sus hijos.

O, arkadaşlarına karşı cömerttir.

Él es generoso con sus amigos.

Mary Tom'a karşı zalimdi.

Mary fue cruel con Tom.

Karşı çıktık, ama boşunaydı.

Protestamos, pero fue en vano.

Eleştiriye karşı çok duyarlıdır.

Ella es muy sensible a las críticas.

Diktatöre karşı mücadele ettiler.

Lucharon contra el dictador.

Ebeveynlerine karşı saygılı olmalısın.

Debes ser respetuoso con tus padres.

Çocuklara karşı sabırsız olmamalısın.

No deberías ser impaciente con los niños.

Ona karşı tavrım değişti.

Mi actitud hacia él cambió.

Birbirimize karşı dürüst olalım.

Seamos honestos.

Alice, Eric'e karşı sadakatsizdi.

Alice le fue infiel a Eric.

Onlara karşı nazik ol.

Sé amable con ellos.

Ona karşı nazik ol.

Sé amable con él.

Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.

Él tenía prejuicios contra las mujeres que conducen.

Tom bana karşı nazik.

Tom es amable conmigo.

Tom'a karşı bahse girmezdim.

Yo no apostaría contra Tom.

Bana karşı çok sabırsızsın.

Eres tan impaciente conmigo.

İnsanlar krala karşı ayaklandı.

- Le gente se alzó contra el rey.
- El pueblo se alzó contra el rey.

Lincoln köleliğe karşı idi.

Lincoln estaba en contra de la esclavitud.

Ebeveynlerinize karşı nazik olun.

Sé educado con tus padres.

Sana karşı hislerim var.

Tengo sentimientos por ti.

Hastalığa karşı bir mücadele.

Es una lucha contra la enfermedad.

Bize karşı çok naziktin.

Tú fuiste muy amable con nosotros.

Ailem evliliğimize karşı çıktı.

Mis padres se oponían a nuestro matrimonio.

Yankesicilere karşı dikkatli olun.

Debes estar atento de los carteristas.

Ken kızlara karşı naziktir.

Ken es amable con las chicas.

Soğuğa karşı çok duyarlıyım.

Yo soy muy sensible al frío.

Gemiyi tehlikeye karşı uyardılar.

Ellos le advirtieron al barco acerca del peligro.

İşçiler yeni plana karşı.

Los trabajadores están en contra del nuevo plan.

Onun arzularına karşı çıkma.

No vayas contra sus deseos.

Bu kadına karşı koyamıyorum.

No puedo resistirme a esa mujer.

Kader ona karşı döndü.

El destino se volvió en su contra.

Tom herkese karşı kibardı.

Tom era agradable con todos.

Karşı koymanın faydası yok.

Resistirse es inútil.

Ben soğuğa karşı dayanıklıyım.

Soy resistente al frío.

Benim görüşüm karşı yönde.

Mi opinión es lo contrario.

Ailesine karşı çok şefkatliydi.

Era muy cariñoso con sus padres.

İnsanlar işgalcilere karşı yükseldi.

El pueblo se levantó contra los invasores.

Tom bana karşı kibar.

Tom es amable conmigo.

Tom bana karşı iyidir.

Tom es bueno conmigo.

Kendini aptallığa karşı savunamazsın.

- No te podés defender de la estupidez.
- No te puedes defender de la estupidez.

Ben hastalanmaya karşı bağışıklıyım.

Soy inmune a las enfermedades.

Judy herkese karşı naziktir.

Judy es amable con todos.

Ann'e karşı nazik olun.

Sé amable con Ann.

Doğanın yasalarına karşı gelemezsiniz.

No se puede ir contra las leyes de la naturaleza.

Onlar Almanya'ya karşı çıktı.

Ellos se pusieron en contra de Alemania.

Lincoln köleliğe karşı çıktı.

Lincoln se opuso a la esclavitud.