Translation of "Koymak" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Koymak" in a sentence and their spanish translations:

Karşı koymak imkansız

imposible de resistir

O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.

Quiere ser candidato a presidente.

Tom ayakkabılarını koymak için eğildi.

Tom se inclinó para ponerse sus zapatos.

- Tom'un yerine koymak için hiç kimseyi bulamıyoruz.
- Tom'un yerine koymak için herhangi birisini bulamıyoruz.
- Tom'un yerine koymak için birisini bulamıyoruz.

No hemos logrado encontrar a nadie para sustituir a Tom.

Kadınları tüm üst sıralara koymak istedim.

Y quería asignar mujeres en los puestos más altos.

Onu bu hastaneye koymak gerekli değildir.

No es necesario ingresarlo en el hospital.

Seni aptal yerine koymak zor mu?

¿Es difícil engañarte?

Zarfın üzerine bir pul koymak zorundayım.

Tengo que pegarle una estampilla al sobre.

Birinin aklına cep telefonlarına kamera koymak gelmiş.

Es eso que se le ocurrió a alguien de meter una máquina fotográfica en los celulares.

Masaya koymak için birkaç güzel çiçek istiyorum.

Quiero unas bellas flores para poner sobre la mesa.

Sen sobaya daha fazla kömür koymak zorundasın.

Hay que poner más carbón en la estufa.

Tom'un boynunu sıkma dürtüsüne karşı koymak zordu.

Era difícil resistir el impulso de retorcerle el cuello a Tom.

Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.

Es una palabra para la que me gustaría encontrar una sustituta.

- Planı uygulamak mümkün değil.
- Planı uygulamaya koymak mümkün değildir.

Es imposible realizar este plan.

Şayet benim siteme banner'ını koymak istiyorsan,bana kodunu gönder.

Si quieres poner tu banner en mi sitio, mándame el código.

Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.

Quisiera poner mis objetos de valor en una caja fuerte segura, si hay alguna disponible.

Bunu içine koymak için bir kağıt torbaya ihtiyacım var.

Necesito una bolsa de papel para guardarlo.

Mesela güneş ışığından faydalanmak için bir yıldızın çevresine bir obje koymak,

poner mundos alrededor de una estrella para capturar la luz solar libre,

Yeni klimayı kaldırmak ve onu çatıya koymak için bir vinç kiraladık.

Contratamos una grúa para levantar el nuevo aire acondicionado y ponerlo en el tejado.

İyi bir video kamera alır almaz, online koymak için videolar yapmaya başlayacağım.

Tan pronto consiga una videocámara decente, comenzaré a hacer vídeos para ponerlos en línea.