Translation of "Dünyaya" in Spanish

0.016 sec.

Examples of using "Dünyaya" in a sentence and their spanish translations:

Onları dünyaya yansıtıyorsunuz.

afectan la forma en la que vemos el mundo.

Dış dünyaya karşı

Para el mundo

- Gerçek dünyaya hoş geldin!
- Gerçek dünyaya hoş geldiniz!

- ¡Bienvenido al mundo real!
- ¡Bienvenida al mundo real!
- ¡Bienvenidas al mundo real!
- ¡Bienvenidos al mundo real!

Fotoğraflar tüm dünyaya yayıldı,

Las fotos dieron la vuelta al mundo,

Sıradan dünyaya geri dönüyoruz.

regresamos al mundo ordinario.

Zaman penceresinden dünyaya baktığımızda

La naturaleza se nos revela de formas únicas

Hakikat yanlısı dünyaya ilerleyebiliriz.

a un mundo proverdad.

Vay be dünyaya bak!

wow mira el mundo!

Tüm dünyaya meydan okuyor

desafía al mundo

Eve geleceğimi dünyaya söyle.

Dile a todo el mundo que vuelvo a casa.

çocuğun dünyaya gelmesinde yardımcı olan

se refiere a un individuo que ayuda a concebir un niño,

Dünyaya egemen olduğu zamanlardaki gibi.

cuando era la potencia económica dominante.

Gerçek dünyaya adım atmaya hazırlanıyordum.

me estaba preparando para entrar en el mundo real.

Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.

Las historias son los medios con los que navegamos por el mundo.

Acımasız bir evrende dünyaya geliyoruz,

Nacemos en un universo despiadado,

Dünyaya ulaşabilecek ve milyonların gerçekleştirebileceği

Imaginen todas las categorías laborales a las que podría extenderse en el mundo,

Bu hastalık asla dünyaya yayılamayacaktı

esta enfermedad nunca se extendería al mundo

Dünyaya izimizi bu şekilde bırakıyoruz.

es cómo dejamos nuestra marca en el mundo.

Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun.

Entras a un mundo completamente diferente.

- Nerede doğdun?
- Nerede dünyaya geldin?

- ¿Dónde nació usted?
- ¿Dónde naciste?

Oğlum benim için dünyaya bedel.

Mi hijo significa todo para mí.

Dünyaya yalnızca bir kere gelinir.

Se vive sólo una vez en el mundo.

Lise bazen gerçek dünyaya çok benziyor

La secundaria es algo como el mundo real... a veces.

Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,

Mi amor por mirar profundamente y de cerca el mundo,

Bunları tüm dünyaya yaymaya ihtiyacımız var.

es lo que necesitamos desatar en todo el mundo.

Ve bir gün tüm dünyaya yayılabilir.

y podrían abarcar el mundo algún día.

İslamiyeti artık dünyaya yanlış tanıtmaktan vazgeçin

Deja de tergiversar el Islam al mundo ahora

çünkü dünyaya en çok benzeyen gezegen

porque el planeta más parecido del mundo

Leonardo 1452 yılında Floransa'da dünyaya geldi

Leonardo nació en 1452 en Florencia.

Bu iş beni bütün dünyaya götürür.

Este trabajo me lleva por todo el mundo.

Kadın bir kız bebek dünyaya getirdi.

La mujer dio a luz a una niña.

Ve büyük, ışıltılı ve karmaşık dünyaya girecektim.

y entrar en ese mundo grande, brillante y desordenado

Kuyruklu yıldızdan kopan bir parça dünyaya yöneldi

Un pedazo del cometa se dirigió a la tierra.

Düz dünyaya inan insanların sayıları gitgide artıyordu

El número de personas que creen en el mundo plano aumenta día a día.

Steve Jobs Suriyeli bir ailede dünyaya geldi

Steve Jobs nació en una familia siria

Mars yüzeyinden kopan bazı parçalar dünyaya düşmüştü

Algunas piezas que se desprendieron de la superficie de Marte cayeron a la tierra

Ve biz de bazı hammaddeleri dünyaya satıyoruz

Y vendemos algunas materias primas al mundo.

Apa Sherpa, 1960 yılında Thame'de dünyaya geldi.

Apa Sherpa nació en el pueblo de Thame en 1960.

Dünya insana ait değil; insan dünyaya aittir.

La Tierra no le pertenece a los hombres, los hombres le pertenecen a la Tierra.

Çocuk tamamen sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.

El niño vino al mundo totalmente sano.

Ama Türklük yine o bir kişiden dünyaya çoğalacaktır

pero lo turco volverá a aumentar de una persona al mundo

68 yılında Aydın-Nazilli'de dünyaya gelen bu adam

Este hombre que nació en Aydin-Nazilli en 68

Kuyruklu yıldızın dünyaya çarpmak üzereyken atmosfer tarafından parçalandığı

cuando el cometa está a punto de estrellar la tierra

Bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken

algunos dicen que vine a este mundo a trabajar

O buralı değil. Başka bir ülkede dünyaya geldi.

Ella no es de aquí, nació en otro país.

Bütün dünyaya- iyi geceler, iyi günler ve günaydın.

A todo el mundo, buenas noches, buenas tardes, y buen día.

Dünyaya bir daha gelsen hangi işi yapmak isterdin?

Si volvieras a nacer, ¿a qué te gustaría dedicarte?

Bugün Meksika'da 11 milyona kadar ulaştı düz dünyaya inananlar

Hoy en México llegaron hasta 11 millones de creyentes en el mundo plano

Vinci kasabasında noterin gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı

Abrió los ojos al mundo como el hijo ilegítimo del notario en la ciudad de Vinci.

- Tek yumurta ikizleri doğurdum.
- Tek yumurta ikizleri dünyaya getirdim.

Di a luz a gemelos idénticos.

Eğer gidersen, tüm dünyaya ben yatarken beni okşadığını söylerim.

Si te vas, le diré a todo el mundo que me acaricias mientras duermo.

Dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti

cuando estaba a punto de golpear al mundo, un ovni se tomó un descanso y se sacrificó

Ya düşünebiliyormusunuz dünyaya yön vermiş iki tane adam ortak çalışamıyor

¿Te imaginas que dos hombres que han dado dirección al mundo no pueden trabajar juntos?

Geçen ay bizim yirmi yaşındaki kızımız bir kız bebek dünyaya getirdi.

- El mes pasado, nuestra hija de 20 años dio a luz una niña.
- El pasado mes nuestra hija de veinte años dio a luz a una pequeñina.

Daha aydınlık bir dünyaya adapte olmakta zorlandıkları pek çok noktadan biri bu.

Una de las muchas formas en que luchan por adaptarse a un mundo más brillante.

- Şiiler sadece diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.
- Şiiler yalnızca diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.

Los shiítas no solo son una amenaza para los demás musulmanes e Israel, ellos son una amenaza para el mundo.

Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.

Porque Dios no ha enviado a su Hijo al mundo para juzgar al mundo, sino para que el mundo se salve por él.

Düşman olarak gördüğü ve düşman olarak tüm dünyaya ilan ettiği adamla yan yana geliyor

Acompaña al hombre a quien ve como enemigo y declara al mundo entero como enemigo.

Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.

Una vez, Cristóbal Colón se encontró con el niño de la oración nº 47456 y le abrió los ojos.

Ayın güneşe bakan yarısı her zaman ışıldar fakat ışıldayan taraf her zaman dünyaya bakmaz.

La mitad de la Luna que está enfrente del Sol siempre está iluminada, pero el lado iluminado no siempre está enfrente de la Tierra.

Medeniyet, bir çocuğa benzer ki; dünyaya gelir, rüşdüne erer, büyür, ihtiyarlar ve sonunda da ölür.

La civilización se parece a un niño: viene al mundo, alcanza la madurez, se hace mayor, envejece, y finalmente también muere.

Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

Soy tan ligero como una pluma, tan feliz como un ángel, tan alegre como un niño de escuela. Estoy tan eufórico como un borracho. ¡Una feliz Navidad a todos! Un feliz Año Nuevo a todo el mundo.