Translation of "Kırsalda" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Kırsalda" in a sentence and their spanish translations:

Kırsalda büyüdüm.

- Crecí en el campo.
- Yo crecí en el campo.

O kırsalda yaşıyor.

- Ella vive en el campo.
- Ella vive en el país.

Ebeveynlerim kırsalda yaşıyorlar.

Mis padres viven en el campo.

Kırsalda yaşamayı sevmiyorum.

No me gusta vivir en el campo.

Tom kırsalda yaşıyor.

Tom vive en el campo.

- Kırsalda büyüdüm.
- Taşrada büyüdüm.

- Crecí en el campo.
- Yo crecí en el campo.

Ben kırsalda yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en el campo.

İki hafta kırsalda olacağım.

Estaré en el campo quince días.

Tom kırsalda yaşamak istiyor.

Tom quiere vivir en el campo.

O, kırsalda ikamet ediyor.

Él vive en el campo.

Tom kırsalda yaşamayı sevmiyor.

A Tom no le gusta vivir en el campo.

Kırsalda yaşamaktan hoşlanacağımı hiç düşünmemiştim.

Nunca pensé que disfrutaría viviendo en el campo.

Kırsalda yalnız yaşamayı tercih ederim.

Preferiría vivir solo en el campo.

Biz uzun yıllar kırsalda yaşadık.

Vivimos durante muchos años en el campo.

Şehirde yaşamak kırsalda yaşamaktan oldukça farklıdır.

Vivir en la ciudad es bastante diferente que vivir en el campo.

O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.

Ella vivió una vida tranquila en el campo.

Teyzem kırsalda yalnız bir evde yaşıyor.

Mi tía vive en una casa solitaria en el campo.

Bana kırsalda yaşamak istemenin nedenini söyle.

Dime por qué quieres vivir en el campo.

Kırsalda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ediyorum.

Prefiero vivir en el campo a vivir en la ciudad.

Tom kırsalda biraz daha zaman geçirmek istedi.

Tom quería pasar más tiempo en el país.

- Savaş sırasında köyde yaşadılar.
- Savaş sırasında kırsalda yaşadılar.

Ellos vivían en el campo en tiempos de guerra.

Ben şimdiye kadar ilk kez kırsalda internete bağlandım.

Es la primera vez que me conecto a Internet en este país.

- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

- Mi padre vive en el campo.
- Mi padre vive en el pueblo.

- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

Mi padre vive en el campo.