Translation of "Japonya'ya" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Japonya'ya" in a sentence and their spanish translations:

- Neden Japonya'ya geldin?
- Niçin Japonya'ya geldin?

- ¿Por qué viniste a Japón?
- ¿Por qué has venido a Japón?

Japonya'ya hoş geldiniz.

- Bienvenido a Japón.
- Bienvenidos a Japón.

Birlikte Japonya'ya dönelim.

- Volvámonos a Japón juntos.
- Volvamos juntos a Japón.

Japonya'ya gitmek istiyorum.

Me gustaría ir a Japón.

Japonya'ya geri döndü.

Ella volvió a Japón.

Oğlum Japonya'ya gitti.

Mi hijo fue a Japón.

Keşke Japonya'ya gidebilsem.

- Deseo poder ir a Japón.
- Ojalá pudiera ir a Japón.

Çin'den Japonya'ya geldim.

Vine a Japón desde China.

Japonya'ya neden gittin?

¿Por qué fuiste a Japón?

Hayalim Japonya'ya gitmek.

Mi sueño es ir a Japón.

Bill Japonya'ya gitti.

Bill ha estado en Japón.

Japonya'ya hiç gitmedim.

Yo nunca he estado en Japón.

Ben Japonya'ya döndüm.

Volví a Japón.

Japonya'ya ne zaman geldin?

¿Cuándo viniste a Japón?

Tom Japonya'ya gitmek istiyor.

- Tom quiere ir a Japón.
- Tom desea ir a Japón.

Haber bütün Japonya'ya yayıldı.

La noticia se difundió por todo Japón.

Japonya'ya seyahatimizi iptal etmeliyiz.

Tenemos que cancelar nuestro viaje a Japón.

Yarın Japonya'ya geri geleceğim.

Mañana volveré a Japón.

Ben Japonya'ya geri döndüm.

Volví a Japón.

O, Japonya'ya ilk ziyaretimdi.

Esa fue mi primera visita a Japón.

Japonya'ya geçen yıl geldim.

El año pasado vine a Japón.

O, Japonya'ya geri döndü.

Él volvió a Japón.

Bir tayfun Japonya'ya yaklaşıyor.

Un tifón se acerca a Japón.

John dün Japonya'ya geldi.

- John vino ayer a Japón.
- John vino a Japón ayer.

Bu gelenek Japonya'ya özgüdür.

Esta costumbre es peculiar de Japón.

Bir çocukken Japonya'ya geldi.

Llegó a Japón de pequeño.

Bir gün Japonya'ya dönecek.

Él regresará a Japón algún día.

Japonya'ya geldiğimde köprüleri yaktım.

Cuando llegué a Japón quemé las naves.

Tom Avustralya'dan Japonya'ya geldi.

Tom vino a Japón desde Australia.

- Ben Kyoto'yu görmek için Japonya'ya geldim.
- Kyoto'yu görmek için Japonya'ya geldim.

Vine a Japón para ver Kioto.

- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
- Bu, Japonya'ya ilk ziyaretiniz mi?

¿Es esta su primera visita a Japón?

Arkadaşım George ilkbaharda Japonya'ya gidiyor.

Mi amigo George viene a Japón en primavera.

Japonya'ya bir çağrı yapmak istiyorum.

Quisiera hacer una llamada a Japón.

Japonya'ya ne zaman geri dönersin?

¿Cuándo vuelves a Japón?

Bu kartpostalı Japonya'ya göndermek istiyorum.

Me gustaría enviar esta postal a Japón.

Bu mektubu Japonya'ya gönderir misiniz?

¿Podría usted enviar esta carta a Japón?

O, on yaşındayken Japonya'ya geldi.

Él vino a Japón cuando tenía 10 años.

Japonya'ya bir paket göndermek isterim.

Me gustaría enviar un paquete a Japón.

Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.

Espero con ganas a que vengas a Japón.

Patateslar Japonya'ya ne zaman getirildiler?

¿Cuándo se introdujeron las papas en Japón?

Bu paketi Japonya'ya göndermek istiyorum.

Quisiera enviar este paquete a Japón.

İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.

Inglaterra se asemeja a Japón en muchos aspectos.

Japonya'ya ne zaman geri döneceksin?

¿Cuándo volverás a Japón?

Budizm 538 yılında Japonya'ya tanıtıldı.

El budismo fue introducido en Japón en 538.

Birçok şey Çin'den Japonya'ya getirildi.

Muchas cosas llegaron a Japón desde China.

İlk atom bombası Japonya'ya bırakıldı.

La primera bomba atómica fue arrojada sobre Japón.

O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.

Llegó a Japón de pequeño.

Hayalim bir gün Japonya'ya gitmektir.

Mi sueño es algún día conocer Japón.

Patates Japonya'ya ne zaman tanıtıldı?

¿Cuándo se introdujeron las papas en Japón?

- Ağustosta kız arkadaşımla birlikte Japonya'ya gideceğim.
- Ağustosta kız arkadaşımla birlikte Japonya'ya gidiyorum.

Iré a Japón con mi novia en agosto.

Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?

¿Tiene un pasaje de vuelta a Japón?

Arkadaşım George, bu yaz Japonya'ya gelecek.

Mi amigo George va a venir a Japón este verano.

O, yedi yıl önce Japonya'ya geldi.

Él vino a Japón hace siete años.

Japonya'ya geldiğimden beri beş yıl geçti.

Han pasado cinco años desde que vine a Japón.

Ben bu mektubu Japonya'ya göndermek istiyorum.

- Quiero enviar esta carta al Japón.
- Quiero enviar esta carta a Japón.

Geçen yıl Japonya'ya gelmeye karar verdim.

- El año pasado me decidí a venir a Japón.
- El año pasado decidí venirme a Japón.

O, iki yıl önce Japonya'ya geldi.

Él vino a Japón hace dos años.

Japonya'ya geldiğinden beri ne kadar oldu?

¿Hace cuánto tiempo viniste a Japón?

Arkadaşlarımdan birkaçı bu yıl Japonya'ya gitti.

- Muchos de mis amigos estuvieron en Japón este año.
- Algunos de mis amigos han estado en Japón este año.

Sanırım Japonya'ya dönmek uzun zaman alacak.

Supongo que pasará mucho tiempo antes de que pueda volver a Japón.

Yukichi Fukuzawa Batı fikirlerini Japonya'ya tanıttı.

Yukichi Fukuzawa introdujo ideas occidentales en Japón.

Mary Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.

María está ahorrando dinero para ir a Japón.

O, Japonya'ya kadar ona eşlik etti.

- Ella lo acompañó hasta Japón.
- Ella le acompañó a Japón.

Japonya'ya gitmek için karar verdiniz mi?

¿Decidiste ir a Japón?

Tom Japonca eğitimi için Japonya'ya gitti.

Tom fue a Japón a estudiar japonés.

Onlar Japonya'ya geldiğinden beri beş yıl oldu.

Hace cinco años que vinieron a Japón.

Birçok yabancı Japonya'ya Japonca öğrenmek için gelir.

Muchos extranjeros vienen a Japón a aprender japonés.

Ben Japonya'ya dönmeden önce Boston'da müzik okuyordum.

Yo había estado estudiando música en Boston antes de volverme a Japón.

Bay Wang Japonca okumak için Japonya'ya geldi.

El señor Wang vino a Japón a estudiar japonés.

Tom ilk kez üç yaşındayken Japonya'ya geldi.

Tom vino a Japón por primera vez cuando tenía tres años.

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel.

- Si alguna vez estás en Japón, ven a verme.
- Si alguna vez te encuentras en Japón, pasa a visitarme.

Bay Davis İngilizce öğretmek için Japonya'ya geldi mi?

¿Acaso el señor Davis vino a Japón a enseñar inglés?

"Neden Japonya'ya gidiyorsun?" "Tokyo'daki bir konferansa katılmak için."

"¿Para qué vas a Japón?" "Para asistir a una conferencia en Tokio."

O on yıl önce ilk kez Japonya'ya geldi.

Fue hace diez años cuando él vino por primera vez a Japón.

Bay Davis Japonya'ya İngilizce öğretmek için mi geldi?

Vino el señor Davis a Japón para enseñar inglés?

Tom Japonca öğrenmeli çünkü gelecek yıl Japonya'ya gidecek.

Tom tiene que aprender japonés porque se va a Japón el año que viene.

Tom üç yaşında iken ilk kez Japonya'ya geldi.

Tom vino por primera vez a Japón cuando tenía tres años de edad.

Ticaret ortakları, ticaret politikasını açıklığa kavuşturmak için Japonya'ya dayanıyor.

Los socios comerciales se apoyan en Japón para clarificar su política comercial.

Bir yıl boyunca kalmak amacıyla dört yıl önce Japonya'ya geldim.

Vine a Japón hace cuatro años con intención de estar un año.

Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.

La razón por la que prefiero ir a Japón es que la gente en Japón es trabajadora y tienen personalidades honestas.

Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..

Tom vino a Japón hace tres años y desde entonces vive aquí.