Translation of "Filme" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Filme" in a sentence and their spanish translations:

Onlar tüm töreni filme çektiler.

- Hicieron una película de toda la ceremonia.
- Filmaron toda la ceremonia.

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

Lo que hacen después del anochecer nunca se filmó.

Filme almak şöyle dursun, nadiren görülen...

Raramente vista, mucho menos filmada,

Vampir yarasalar zaten bir çok filme

los vampiros ya están en muchas películas

Ben onu bir filme davet ettim.

La invité al cine.

Ama bu filme baktığımızda bir imam var

pero cuando miramos esta película, hay un imán

Yarın gece bir filme gitmek ister misin?

¿Quieres ir a ver una película mañana por la noche?

Kitap filme uyarlandıktan sonra, kitabı satın aldım.

He comprado la novela en la que se basa la película.

Tom filme 10 üzerinden 7 puan verdi.

Tom le dio a la película una nota de 7 sobre 10.

Filme dublaj yapılmış mı yoksa orijinal dilinde altyazılı mı?

¿La película es doblada o en versión original subtitulada?

Merak ediyordum, bu akşam benimle bir filme gitmek ister misin?

Me preguntaba, ¿te gustaría ir a ver una película conmigo esta noche?

- Ara sıra beraber filme gideriz.
- Arada bir birlikte sinemaya gideriz.

Vamos juntos al cine de vez en cuando.

Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.

Pocas veces visto, y nunca antes filmado bajo el agua.

. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk

Es un viaje inmersivo, atractivo y bellamente filmado a lo largo del Nilo, que explora su

Mary'yi bir filme davet etmek için cesaretimi toplasam bile, o beni sattı.

A pesar de que reuní valor e invité a Mary a ver una película, me dejó plantado.

- Yarın gece sinemaya gitmek ister misin?
- Yarın gece bir filme gitmek ister misin?

- ¿Te gustaría ir por una película mañana en la noche?
- ¿Quieres ir a ver una película mañana por la noche?

Askerler onu tutukladı, gözlerini bağladı, sonra onu araçlarının arkasına götürdüler ve askerlerden biri onun dizine nişan aldı ve onu vurdu. Bu sahne filme çekildi ve dünyanın her yerinden milyonlarca insan bunu gördü.

Los soldados lo arrestaron, le vendaron los ojos, luego lo llevaron detrás de su vehículo y uno de los soldados apuntó a su pierna y le disparó. Esta escena fue filmada y millones de personas de todo el mundo la vieron.