Translation of "Yaptıkları" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Yaptıkları" in a sentence and their spanish translations:

Yaptıkları ilk şeylerden birisi

cuando se preparaban para el evento violento,

Düşündüğümüz şeyleri haber yaptıkları zaman

--lo que consideramos cuestiones de raza--

Onların yaptıkları şey pencereyi kırmaktı.

Lo que ellos hicieron fue romper la ventana.

Onların yaptıkları şey ekonomiyi mahvediyor.

Lo que ellos hacen es arruinar la economía.

Yaptıkları için şimdi ödüllendirirsen, ne olacak?

por comportarse de modo positivo para su futuro?

Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.

Lo que hacen después del anochecer nunca se filmó.

Zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.

con el tiempo, sus excavaciones dejan estos grandes hoyos.

"Tom'la konuşuyordum." "Ne hakkında?" "Mary'nin yaptıkları hakkında."

«Estaba hablando con Tom.» «¿Sobre qué?» «Sobre lo que hizo Mary.»

Tom, Mary'nin yaptıkları hakkında her zaman şikayetçi olur.

Tom siempre se queja de lo que hace Mary.

Fakat bunun, bu insanların yaptıkları eserlerle ne ilgisi var?

pero ¿qué tiene que ver con el trabajo que hacen estas personas?

Ama tek yaptıkları 72 saat geçmeden onu tekrar sokağa bırakmaktı.

y que la volvían a poner en la calle pasadas 72 horas.

Ve oink var, ama bunun anlamı 'oğullarım gelecek ve size yaptıkları

y oink, pero lo que significa es 'mis hijos van a venir, y lo que te

Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.

Lo que los atletas comen es tan importante como el tipo de entrenamiento que hacen.

- Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.
- Ana dilini konuşanlar bazen hata yapar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değil.

Los hablantes nativos a veces cometen errores, pero generalmente no son los mismos errores que cometen los que no son nativos.

İnsanlar hafta sonunda ne yaptıkları hakkında sık sık yalan söylerler. Böylece arkadaşları onların gerçekten ne kadar sıkıcı olduklarını fark etmez.

La gente a menudo miente acerca de lo que hicieron el fin de semana para que sus amigos no se den cuenta de lo aburridos que en realidad son.

Eğer bir yerli gibi konuşmak istiyorsan, banjo çalanların aynı parçayı onu doğru ve istenilen tempoda çalabilinceye kadar defalarca pratik yaptıkları aynı şekilde söylemeyi pratik yapmaya istekli olmalısın.

Si quieres sonar como un hablante nativo, debes estar dispuesto a practicar diciendo la misma frase una y otra vez de la misma manera en que un músico de banjo practica el mismo fraseo una y otra vez hasta que lo puedan tocar correctamente y en el tiempo esperado.