Translation of "Etmektir" in Spanish

0.037 sec.

Examples of using "Etmektir" in a sentence and their spanish translations:

Çevirmek ihanet etmektir.

Traductor, traidor.

Yaşamak mücadele etmektir.

Vivir significa luchar.

Aktarmaları için yardım etmektir.

a recanalizar esa energía.

Bütün yapabileceğimiz ümit etmektir.

Lo único que podemos hacer es tener esperanzas.

Noktalamanın amacı okuyucuya yardım etmektir.

El propósito de la puntuación es ayudar al lector.

Hobim eski tapınakları ziyaret etmektir.

Mi pasatiempo es visitar templos antiguos.

Onun hayali Paris'i ziyaret etmektir.

Su sueño es visitar París.

Bir parçası da hatalıysanız bunu kabul etmektir.

es admitir nuestros errores.

Bilimle uğraşmanın bedeli, yanıldığınızda bunu kabul etmektir

El precio a pagar por hacer ciencia es admitir cuando uno se equivoca,

Yalan'ı tekrar tekrar ve sadece tekrar etmektir

es repetir la mentira una y otra vez

Gezimizin amacı, yeni bir fabrikayı ziyaret etmektir.

El propósito de nuestro viaje es visitar una nueva fábrica.

- Tüm yapabileceğin şikâyet etmektir.
- Bütün yaptığın şikayet etmek.

¡Todo lo que haces es quejarte!

Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.

Lo primero que hacer en esta situación es esforzarse por no sentir pánico.

Onun planı o nehir üzerinde bir köprü inşa etmektir.

Su plan es construir un puente por sobre ese río.

Yapmaları gereken ilk şey eşlerini ve ailelerini davaya dâhil etmektir.

que lo primero que tienen que hacer es reclutar a su pareja y a su familia.

Çevirmenin görevi yabancı bir ülkeden bir yazarı tanıtmak değil de kendi dilinde onun için bir anıt inşa etmektir.

El deber del traductor no es presentar a un escritor de un país extranjero, sino edificarle un monumento para él en su propio idioma.