Translation of "Endişeli" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Endişeli" in a sentence and their spanish translations:

Onlar endişeli.

Están preocupados.

Herkes endişeli.

Todos están preocupados.

Endişeli miydin?

¿Estabas preocupado?

Sağlığı hakkında endişeli.

Le preocupa su salud.

Güvenliğin için endişeli.

- Ella está preocupada por tu seguridad.
- Está preocupada por su seguridad.

Herkes endişeli gözüküyor.

Todos lucen preocupados.

Tom çok endişeli.

Tom está muy preocupado.

Tom endişeli değil.

Tom no está preocupado.

Tom gerçekten endişeli.

Tom está realmente preocupado.

Tom hâlâ endişeli.

Tom todavía está preocupado.

Çok endişeli görünmüyorsun.

No pareces muy preocupado.

Washington endişeli idi.

Washington estaba preocupado.

Tom endişeli görünüyor.

Tomás parece preocupado.

Sonuç için endişeli.

A él le preocupa el resultado.

Endişeli değil misin?

¿No estás ansioso?

Terfi hakkında endişeli misin?

¿Te preocupa lo de la promoción?

Annesi onun hakkında endişeli.

Su madre está preocupada por él.

Sağlığı hakkında endişeli görünüyordu.

Él parecía preocupado por su salud.

İşini kaybetme konusunda endişeli.

Él está preocupado de perder su empleo.

O, ne hakkında endişeli.

¿Qué la preocupa?

O sağlığı hakkında endişeli.

Le preocupa su salud.

Senin endişeli olduğunu söyleyebilirim.

- Puedo ver que estás preocupado.
- Se nota que estás inquieta.

Tom biraz endişeli görünüyor.

Tom parece estar un poco preocupado.

O kadar endişeli değilim.

No estoy tan preocupado.

Tom gerçekten endişeli görünüyor.

Tom parece muy preocupado.

Onlar neden endişeli değil?

¿Por qué no están preocupados?

Tom hakkında kim endişeli?

¿Quién está preocupado por Tom?

Tom çok endişeli görünmüyor.

Tom no se ve demasiado preocupado.

Herkes senin hakkında endişeli.

- Todos están preocupados por ti.
- Todas están preocupadas por ti.

Annen sağlığın konusunda endişeli.

Tu madre está preocupada por tu salud.

Tom, Mary hakkında endişeli.

Tom está preocupado por Mary.

Endişeli bir şekilde saatime bakıyordum

pero miraba con ansiedad el reloj,

Ne kadar endişeli olduğumu bilmiyorsun.

Tú no sabes lo preocupado que estoy.

Helen kızı hakkında çok endişeli.

Elena está preocupada por su hija.

Ben para konusunda endişeli değilim.

No estoy preocupado por el dinero.

İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.

No me preocupa perder el trabajo.

İnsanlar gelecek hakkında endişeli görünüyordu.

La gente parecía estar preocupada acerca del futuro.

Bir şey hakkında endişeli görünüyor.

Él parece estar preocupado por algo.

Arkadaşlarımız Şikago'ya dönmek için endişeli.

Nuestros amigos están ansiosos por volver a Chicago.

Tom endişeli ve şaşkın görünüyor.

Tom parece preocupado y confundido.

Biraz endişeli olduğumu kabul etmeliyim.

Tengo que admitir que estoy un poco ansioso.

Ne olabileceği hakkında endişeli değilim.

No me preocupa lo que pueda pasar.

Tom endişeli olduğunu söyledi mi?

¿Te dijo Tom si estaba preocupado?

Tom Mary'ye endişeli şekilde baktı.

Tom miró preocupado a Mary.

Annesi onun hakkında çok endişeli.

Su madre está muy preocupada por él.

Küresel ısınma hakkında endişeli misin?

¿Te preocupa el calentamiento global?

Tom ve Mary endişeli olmalılar.

Tom y Mary deben estar preocupados.

O senin hakkında çok endişeli.

Él está muy preocupado por usted.

Tom işini kaybetme konusunda endişeli.

Tom está preocupado de perder su trabajo.

Tom para hakkında çok endişeli.

Tom se preocupa mucho por el dinero.

Tom Mary hakkında çok endişeli.

Tom está realmente preocupado por Mary.

Tom notları hakkında endişeli değil.

Tom no está preocupado por sus calificaciones.

Onun yüzündeki ifadeye bakılırsa, o endişeli.

Juzgando por la expresión de su cara, parece preocupada.

Tom Mary'nin ne söyleyeceği hakkında endişeli.

Tom está preocupado por qué dirá Mary.

Tom bir şey hakkında endişeli görünüyor.

Tom parecía preocupado por algo.

Onun ifadesine bakılırsa o endişeli görünüyordu.

Juzgando por su expresión, ella se veía preocupada.

Tom geleceği hakkında endişeli olduğunu söyledi.

Tom dijo que le preocupaba su futuro.

Biz bu konuda hiç endişeli değiliz.

No estamos nada preocupados por aquello

Ebeveynler her zaman çocuklarının geleceği hakkında endişeli.

Los padres siempre están preocupados por el futuro de sus hijos.

Onun niçin çok endişeli olduğunu merak ediyorum.

Me pregunto por qué ella está tan preocupada.

O, yaşlı ebeveynlerinin sağlığı hakkında çok endişeli.

Él está muy preocupado por la salud de su anciano padre.

Tom bir şey hakkında çok endişeli görünüyor.

Tom parece estar muy intranquilo por culpa de algo.

Tom Mary'nin ne kadar endişeli olduğunu bilmiyor.

Tom no sabe lo preocupada que está Mary.

Ben en azından işimi kaybetme konusunda endişeli değilim.

Yo no estoy en absoluto preocupado de perder mi trabajo.

- Tom hakkında kim endişeli?
- Tom hakkında kim endişeleniyor?

¿Quién se preocupa por Tom?

- Tom Mary hakkında biraz endişe duymaktadır.
- Tom Mary hakkında biraz endişeli.

Tom está un poco preocupado por Mary.

Londra'da polisler her zaman trende ya da metroda bir bomba bulma konusunda endişeli.

En Londres, la policía siempre está preocupada por encontrar una bomba en el tren o en el metro.

Hiçbir zaman bunu belli etmeyecek ama içinden ciddi bir şekilde endişeli olduğunu düşünüyorum.

Él nunca lo va a mostrar, pero creo que muy dentro de sí, está seriamente preocupado.

Bir karbon ayakizi bizim faaliyetlerimizin bir sonucu olarak ürettiğimiz karbondioksit kirlenmesinin miktarıdır. Bazı insanlar iklim değişikliğinden endişeli olduğu için karbon ayakizlerini azaltmaya çalışıyorlar.

Una huella de carbono es la cantidad de contaminación de dióxido de carbono que producimos como producto de nuestras actividades. Algunas personas intentan reducir su huella de carbono porque están preocupados acerca del cambio climático.