Translation of "Idi" in English

0.058 sec.

Examples of using "Idi" in a sentence and their english translations:

Neredeyse öğle idi.

It was nearly noon.

Hava ideal idi.

The weather was ideal.

Onlar Liverpool'lu idi.

They were from Liverpool.

Cevap evet idi.

The answer was yes.

Babam donanmada idi.

My father was in the navy.

Jane kızgın idi.

Jane was angry.

Cumartesi gecesi idi.

It was Saturday night.

Tom yakalayıcı idi.

Tom was the catcher.

Seyirci neşeli idi.

The audience was cheerful.

O, Fransa'da idi.

She was in France.

Washington endişeli idi.

Washington was worried.

Protestanlar çoğunlukta idi.

Protestants were in the majority.

Tom toplantıda idi.

Tom was at the meeting.

Belge Fransızca idi.

The document was in French.

Saldırgan Sami idi.

Sami was the attacker.

Herkes endişeli idi.

- Everyone was anxious.
- Everybody was anxious.

Sami yatağında idi.

Sami was in his bed.

Annesi Cezayirli idi.

His mom was Algerian.

Dün pazartesi idi.

Yesterday was Monday.

Ve Transilvanya sağda idi.

and Transylvanian troops on the right.

O gece bulutlu idi.

It was cloudy that night.

O, nefes nefese idi.

He was out of breath.

Yol çok pürüzlü idi.

The road was very rough.

Tom sırada üçüncü idi.

Tom was third in line.

Hava çok rüzgarlı idi.

- It was really windy.
- There was a lot of wind.
- It was very windy.

Onun argümanı mantıklı idi.

His argument was logical.

O çok heyecanlı idi.

She was very excited.

Konser bir başarı idi.

The concert was a success.

Onun kimliği sahte idi.

His ID was fake.

Başarım yardımından dolayı idi.

My success was due to your help.

Karım bir Smith idi.

My wife was a Smith.

Tümör iyi huylu idi.

- The tumor was benign.
- The tumour was benign.

Lincoln köleliğe karşı idi.

Lincoln was opposed to slavery.

Ev kötü durumda idi.

The house was in poor condition.

Teslim şartları ağır idi.

The surrender terms were harsh.

Olaylar yakından bağlantılı idi.

The events were closely linked.

Koku rahatsız edici idi.

The smell was offensive.

Bu puhu kuşu idi.

That was an eagle owl.

Şapkanın üstü kirli idi.

The hat was dirty around the top.

Dan'in önsezisi doğru idi.

Dan's premonition was correct.

Yol engellerle dolu idi.

The road was full of obstacles.

İnka İmparatorluğunun hükümdarı idi.

He was the ruler of the Inca Empire.

Lincoln bir Cumhuriyetçi idi.

Lincoln was a Republican.

Kölelik orada yasal idi.

Slavery was legal there.

Suikastçı Charles Guiteau idi.

The assassin was Charles Guiteau.

George kırık kalpli idi.

George was broken-hearted.

O, bir muhasebeci idi.

He was a bookkeeper.

Tom olağanüstü yakışıklı idi.

Tom was extraordinarily handsome.

Tom zorlukların farkında idi.

Tom was aware of the difficulties.

Koşullar çok sert idi.

The conditions were very rough.

Aşırı bir tepki idi.

It was an overreaction.

Tom çok güçlü idi.

Tom was so strong.

Tom üst katta idi.

Tom was upstairs.

Fadıl evin içinde idi.

Fadil was inside the house.

Sami'nin sorunu kendisi idi.

Sami's problem was himself.

Leyla, ailenin bebeği idi.

Layla was the baby of the family.

Tom bir deha idi.

Tom was a mastermind.

Sami'nin lakabı "Rambo" idi.

Sami's nickname was "Rambo."

Son günüm pazartesi idi.

My last day was Monday.

Tom çok becerikli idi.

Tom was very resourceful.

Sami şirketin CEO'su idi.

Sami was the CEO of the company.

Sami'nin başı dertte idi.

Sami was in trouble.

Sami şehir hapishanesinde idi.

Sami was in a county jail.

Sami ambulans görevlisi idi.

Sami was an ambulance attendant.

Tom bir trompetçi idi.

Tom was a trumpet player.

İsa'nın annesi orada idi.

Jesus' mother was there.

Öğretmenin adı Bay Grey idi.

- The teacher's name was Mr Grey.
- The teacher's name was Mr. Grey.

Hastanın hayatı tehlike altında idi.

The patient's life was in danger.

Konser, büyük bir başarı idi.

The concert was a great success.

Radyumu keşfeden Marie Curie idi.

It was Marie Curie who discovered radium.

Otobüs hareket etmek üzere idi.

The bus was about to start.

Öldüğünde Dick on yaşında idi.

Dick was ten years old when he died.

Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.

It was out of the ordinary for Chris to behave so roughly.

Çeviri orijinali ile uyumlu idi.

The translation was true to the original.

Adamın adı Francisco Pizzaro idi.

The man's name was Francisco Pizzaro.

Sendika ücret taleplerinde mütevazı idi.

The union was modest in its wage demands.

Resim baş aşağı asılı idi.

The picture was hung upside down.

Einstein matematiksel bir deha idi.

Einstein was a mathematical genius.

Onun oyunu bir hit idi.

His play was a hit.

Onların başkenti yıllarca Cuzco idi.

Their capital was Cuzco for many years.

Komitenin çoğunluğu plana karşı idi.

The majority of the committee were against the plan.

Tom John'ın oda arkadaşı idi.

Tom was John's roommate.

Tom John'un hücre arkadaşı idi.

Tom was John's cellmate.

Tom Mary'nin ilk aşkı idi.

Tom was Mary's first love.

O, seksen metre uzunluğunda idi.

It was eighty meters long.

Polise telefon eden Mike idi.

It was Mike that telephoned the police.

O bir ragbi oyuncusu idi.

He was a rugby player.

O, o zaman Amerika'da idi.

He was in America at that time.

Beethoven büyük bir besteci idi.

Beethoven was a great composer.

Onun güzelliği açıklama ötesinde idi.

Her beauty was beyond description.

O son derece sıska idi.

He was awfully skinny.

O, geçen ay Amerika'da idi.

She was in America last month.

Dün maksimum sıcaklık 37ºC idi.

Yesterday's maximum temperature was 37ºC.

O, gerçekten bir mucize idi.

- It was nothing less than a miracle.
- It was truly a miracle.

Onun annesi bir Kennedy idi.

Her mother was a Kennedy.