Translation of "Sağlığı" in Spanish

0.020 sec.

Examples of using "Sağlığı" in a sentence and their spanish translations:

Ruh sağlığı, vücut sağlığı kadar önemlidir.

La salud mental es tan importante como la salud física.

- Egzersiz, sağlığı geliştirir.
- Egzersiz, sağlığı iyileştirir.

El ejercicio mejora la salud.

Onun sağlığı kötü.

- Él tiene mala salud.
- Tiene una salud delicada.

Sağlığı hakkında endişeli.

Le preocupa su salud.

- Tom sağlıklı.
- Tom'un sağlığı iyi.
- Tom'un sağlığı yerinde.

Tom está sano.

Zihin sağlığı derslerine katıldık.

junto con su enfermedad.

Beyin sağlığı, kadın sağlığıdır.

La salud del cerebro es la salud de la mujer.

Sağlığı hakkında endişeli görünüyordu.

Él parecía preocupado por su salud.

Çocuklarının sağlığı hakkında endişeliydi.

Ella estaba ansiosa a causa de la salud de su hijo.

Annemin sağlığı hakkında endişeliyim.

- Estoy preocupado por la salud de mi madre.
- Estoy preocupada por la salud de mi madre.

O sağlığı hakkında endişeli.

Le preocupa su salud.

Annesinin sağlığı hakkında endişeleniyor.

Él está preocupado por la salud de su madre.

Tom'un sağlığı çok iyi.

Tom está muy bien de salud.

Babasının sağlığı için endişe duyuyor.

Ella está preocupada por la salud de su padre.

O, onun sağlığı hakkında endişeliydi.

Ella estaba preocupada por la salud de él.

Onun ebeveyninin sağlığı hakkında endişelidir.

Está preocupado por la salud de sus padres.

Son birkaç aydır sağlığı kötüleşti.

Su salud se ha ido deteriorando estos últimos meses.

Onun sağlığı yavaş yavaş düzeliyor.

Su salud va mejorando de poco a poco.

Kocasının sağlığı için çok endişeliydi.

Ella estaba muy preocupada por la salud de su esposo.

Onun sağlığı kazadan beri kötüleşti.

Su salud ha empeorado desde el accidente.

Tom kötü sağlığı nedeniyle yok.

- Tom faltó a clase porque no se encontraba bien.
- Tom no asistió a clase porque no se encontraba bien.

Sağlığı için endişeleniyor gibi görünüyor.

Él parecía preocupado por su salud.

Yüzmek birinin sağlığı için iyidir.

Nadar es bueno para la salud.

Ülkelerin halk sağlığı alanındaki temel kapasitelerini

No hemos invertido lo suficiente

Sağlığı kaybetmek parayı kaybetmekten daha önemlidir.

Perder la salud es más serio que perder dinero.

Tom'un sağlığı bir süredir kötüye gidiyor.

La salud de Tom se ha ido deteriorando por algún tiempo.

Bazı mineraller insan sağlığı için önemlidir.

Algunos minerales son importantes para la salud humana.

Uyku eksikliği yavaş yavaş sağlığı etkileyebilir.

La falta de sueño poco a poquito alcanza a afectar la salud.

Ben onun kötü sağlığı hakkında endişe duyuyorum.

Estoy preocupado por su mala salud.

O, yaşlı ebeveynlerinin sağlığı hakkında çok endişeli.

Él está muy preocupado por la salud de su anciano padre.

Babam sağlığı için her gün egzersiz yapar.

Mi padre hace ejercicio todos los días por su salud.

Jackson'ın sağlığı hızla çok daha iyi oldu.

La salud de Jackson mejoró mucho rápidamente.

- Tom'un sağlığı nasıl?
- Tom'un sağlık durumu nasıl?

¿Cómo va la salud de Tom?

Ve zihin sağlığı hizmetlerinin çok bozuk olmasına kızgınım.

y servicios de salud mental del país funcionen tan mal.

Bilim tutkusu olan büyük halk sağlığı hikaye anlatıcıları

atendido no solo por expertos y burócratas,

Çok şişman olmak birinin sağlığı için iyi değildir.

- Subirse demasiado de peso no es bueno para la salud.
- Engordar demasiado no es bueno para la salud.

Başkalarının sağlığı için çok büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz.

estás ayudando enormemente a la salud pública.

Yeni Delhi'de, hava kirliliği yüzünden milyonlarca insanın sağlığı tehlikede.

Nueva Delhi, la contaminación del aire está poniendo en riesgo la salud de millones de personas allí.

Tom şiddetle öksürmeye başladı ve onun sağlığı hakkında endişeliyim.

Tom se ha puesto a toser feo. Estoy preocupada por su salud.

Bence, geç saatlere kadar yatmamak birinin sağlığı için kötüdür..

En mi opinión, quedarse levantado hasta tarde es malo para la salud.

Akıl sağlığı ile delilik arasındaki ince çizgi daha incelmiştir.

La fina línea entre la cordura y la locura se ha hecho más estrecha.

Herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.

y no todos quieren tomar drogas para tratar afecciones de salud mental.

İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.

Su buena salud le permitió trabajar hasta la edad de 75 años.

Ben çocukken, bana tereyağının kişinin sağlığı için kötü olduğu söylenirdi.

Cuando era pequeño, me decían que la mantequilla era mala para la salud.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

Toda persona tiene derecho a un nivel de vida adecuado que le asegure, así como a su familia, la salud y el bienestar, y en especial la alimentación, el vestido, la vivienda, la asistencia médica y los servicios sociales necesarios; tiene asimismo derecho a los seguros en caso de desempleo, enfermedad, invalidez, viudez, vejez u otros casos de pérdida de sus medios de subsistencia por circunstancias independientes de su voluntad.