Translation of "Dolar" in Spanish

10 dolar ödüllü

durante un período de una semana

Maliyeti 200,000 dolar,

costará unos USD 200 000,

İşte 10,00 dolar.

Aquí están diez dólares.

Bir dolar istiyorum.

Quiero un dólar.

Yedi dolar, lütfen.

Siete dólares, por favor.

Havuç üç dolar.

Las zanahorias cuestan tres dólares.

30 dolar tuttu.

Costó 30 dólares.

Kayıp dolar nerede?

¿Dónde está el dólar que falta?

Dolar neden artıyor?

¿Por qué está subiendo el dólar?

- Caddede bir dolar buldum.
- Yolda bir dolar buldum.

Me encontré un dólar en la calle.

- Sana otuz dolar vereceğim.
- Size otuz dolar vereceğim.

- Voy a daros treinta dólares.
- Voy a darte treinta dólares.

- Sana 30 dolar borçluyum.
- Size 30 dolar borçluyum.

Yo te debo 30 dólares.

- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.

Te doy 5 dólares.

- CD'yi alman 10 dolar tutuyor.
- Bu CD 10 dolar.

- Comprar el CD cuesta 10 dólares.
- Este CD cuesta $10.
- Este CD vale diez dólares.

Ve milyarlarca dolar kurtarabilir.

y miles de millones de dólares.

500 milyar dolar artabilirdi.

podrían haber ascendido a más de USD 500 mil millones.

1419 dolar ödemem istenmiş.

que podría comprar en línea por USD 2.49.

Yalnızca 146 milyon dolar.

es de solo USD 146 millones.

58 dolar para çekilivermiş

58 dólares han sido retirados

Bu kitap dört dolar.

Este libro cuesta cuatro dólares.

Maliyeti sadece 10,00 dolar!

¡Solo cuesta diez dólares!

Ona beş dolar ödedim.

Le pagué cinco dólares.

Sana on dolar borçluyum.

Te debo diez dólares.

Fatura 500 dolar tutuyordu.

La factura ascendía a 500 dólares.

Yen yükseliyor dolar düşüyor.

El yen está subiendo y el dólar está cayendo.

Yüz dolar ile halledebilirim.

Podría arreglármelas con 100 dólares.

Ona 10,000 dolar ödendi.

Le pagaron 10.000 dólares.

Ona 100 dolar borçluyum.

Le debo cien dólares.

Ona 1000 dolar borçluyum.

Le debo 1.000 dólares.

Ona on dolar borçluyum.

Le debo 10 dólares.

Sana beş dolar borçluyum.

Te debo cinco dólares.

Amcama 10,000 dolar borçluyum.

Le debo 10.000 $ a mi tío.

Bu tişört on dolar.

Esta polera cuesta diez dólares.

Bana yüz dolar ver.

Dame cien dólares.

Ona dört dolar ödedim.

Le pagué cuatro dólares.

Bugün 100 dolar harcadım.

Hoy gasté cien dólares.

Bana 1,000 dolar borçlusun.

Me debes 1000 dólares.

Bir dolar bozar mısın?

¿Tienes cambio de un dólar?

Bir dolar bir dolardır.

Un dólar es un dólar.

- O üç yüz dolar değer.
- Bunun fiyatı üç yüz dolar.

Eso vale trescientos dólares.

- Bu gitara 300 dolar verdim.
- Bu gitara 300 dolar para verdim.
- Bu gitara 300 dolar ödedim.

Pagué 300 dólares por esta guitarra.

Ben 50 milyon dolar kazanıyorsam,

y yo gano USD 50 millones al año,

188 milyon dolar zarar açıkladı

Anuncia pérdida de $ 188 millones

Hesap üç bin dolar tuttu.

La cuenta ascendía a tres mil dólares.

Yen dolar karşısında hâlâ düşük.

El yen está todavía bajo respecto al dólar.

Her birey 1.000 dolar ödedi.

Cada persona ha pagado mil dólares.

Her ay on dolar biriktirdim.

Ahorro 10 dólares cada mes.

Yüz dolar sadece bozuk para.

Cien dólares son moco de pavo.

1000 dolar büyük bir yekundur.

Mil dólares es una gran suma.

Tasarruf hesabına 100 dolar yatırdı.

Él ingresó 100 dólares en su cuenta de ahorros.

En fazla 100 dolar ödeyebiliriz.

Podemos pagar un máximo de cien dólares.

Tom Mary'ye 300 dolar borçlu.

Tom le debe a Mary 300 dólares.

En fazla 50 dolar ödeyecek.

- Ella pagará el máximo de cincuenta dólares.
- Ella pagará un máximo de cincuenta dólares.

O, hesabından 100 dolar çekti.

Retiró $100 de su cuenta.

O, günde 20 dolar kazanır.

Él gana veinte dólares al día.

Onun aylık geliri 2.000 dolar.

Él tiene unos ingresos mensuales de 2000 dólares.

On dolar ödemeye niyetim yok.

Yo no pienso pagar diez dólares.

Yedi gün için kırk dolar.

40 dólares por siete días.

Her biri bin dolar ödedi.

Cada persona ha pagado mil dólares.

Bana üç yüz dolar borçlusun.

Me debes trescientos dólares.

O kitabın fiyatı beş dolar.

El precio de ese libro es de 5 dólares.

En fazla 200 dolar ödeyebiliriz.

Podemos pagar a lo más 200 dólares.

Kitap on beş dolar tutar.

El libro cuesta quince dólares.

Bir günde 500 dolar harcadım.

Me he gastado quinientos dólares en un día.

Bir dolar yüz sente eşittir.

Un dólar es igual a cien centavos.

Yüz sent bir dolar yapar.

Cien centavos hacen un dólar.

Nick bana on dolar borçludur.

Nick me debe diez dólares.

Her kişi bin dolar ödedi.

Cada persona pagó mil dólares.

Ben sadece üç dolar harcadım.

Sólo gasté tres dólares.

Ben sadece yüz dolar kaybettim.

Acabo de perder cien dólares.

Tom bana otuz dolar verdi.

Tom me dio treinta dólares.

1000 dolar zarar tahmin ettik.

Hemos estimado el daño en mil dólares.

Toplamı yaklaşık on bin dolar.

- En total son unos diez mil dólares.
- En total son aproximadamente diez mil dólares.

Ben 200 dolar vergi ödedim.

Pagué 200 $ en impuestos.

Kitap için beş dolar ödedim.

Pagué cinco dólares por el libro.

Giderler için 2200 dolar ayrıldı.

Se asignaron 2.200 dólares para los gastos.

Biz ona dört dolar ödedik.

Le pagamos cuatro dólares.

Bana dolar olarak karşılığını ver.

Déme usted la equivalencia en dólares.

Bu sığırın poundu dört dolar.

Esta carne es de cuatro dólares por libra.

Projeye elli dolar katkıda bulundu.

Él contribuyó con 50 dólares al proyecto.

Tom piyangoda 10.000 dolar kazandı.

Tom ganó $10,000 en la lotería.

O, yüz dolar tasarruf yaptı.

Él ahorró cien dólares.

O otuz bin dolar kazandı.

Ella ganó treinta mil dólares.

O, günde 30 dolar kazanıyor.

Ella gana 30 dólares al día.

Bir avro 1.5 dolar eder.

Un euro es uno punto cinco dólares.

Yaklaşık elli dolar ödeme yaptım.

Pagué unos 50 dólares.

Borsaya 800 dolar ile başlayıp iki hafta sonra 350 milyon dolar para kazanmıştı

Comenzó el mercado de valores con $ 800 y ganó $ 350 millones en dos semanas.

Desteğinizi 100 dolar arttırmayı düşünür müydünüz?

¿Consideraría incrementar su apoyo a 100 dólares?

Bir hakim 500 dolar kefalet belirledi.

donde un juez estableció USD 500 de fianza.

Bu günde 40 milyon dolar demek.

Eso son USD 40 millones por día.

Bir trilyon dolar bütçeyi bulduğunu söylüyor.

para gastos militares y de defensa,