Translation of "Geleceğini" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Geleceğini" in a sentence and their portuguese translations:

- O geleceğini söyledi.
- Geleceğini söyledi.

- Ele disse que virá.
- Ele disse que viria.
- Ele disse que vem.

Geleceğini bilmiyorum

Não sei se ele virá.

Geleceğini biliyorduk.

- Sabíamos que você viria.
- Nós sabíamos que você viria.
- Nós sabíamos que vocês viriam.
- Sabíamos que vocês viriam.

Geleceğini biliyordum.

Eu sabia que você viria.

Geleceğini düşün.

- Pense no seu futuro.
- Pensa no teu futuro.
- Pensem no seu futuro.

Onun geleceğini sanmam.

- Eu acho que ele não vem.
- Eu não creio que ele venha.

Onun geleceğini umuyorum.

- Eu espero que ele venha.
- Espero que ele venha.

John'un geleceğini umuyorum.

Espero que John venha.

Geri geleceğini biliyordum.

Eu sabia que você ia voltar.

Sonunda geleceğini biliyordum.

Eu sabia que você finalmente apareceria.

Onun geleceğini sanmıyorum.

Eu não creio que ele venha.

Onların geleceğini biliyoruz.

- Sabemos que eles virão.
- Sabemos que elas virão.
- Nós sabemos que elas virão.

Zamanımın geleceğini biliyordum.

Eu sabia que minha vez havia de chegar.

Senin geleceğini düşünmedim.

Eu achei que você não viesse.

Tom'un geleceğini umuyorum.

Espero que Tom venha.

Tom geleceğini söyledi.

Tom disse que viria.

Tekrar geleceğini ümit ediyorum.

Eu espero que você venha de novo.

Geleceğini söyledi ve geldi.

Ele disse que viria e veio.

Kimin birinci geleceğini düşünüyorsun?

Quem você acha que vai chegar primeiro?

Bu anın geleceğini biliyordum.

- Eu sabia que este momento chegaria.
- Sabia que este momento chegaria.

Onun yalnız geleceğini düşündüm.

- Achei que viria sozinho.
- Pensei que viria sozinho.

O onun geleceğini söylüyor.

Disse que virá.

Tom'un da geleceğini umuyorum.

Espero que o Tom também venha.

Bu günün geleceğini biliyordum.

Eu sabia que esse dia chegaria.

Tom'un geri geleceğini biliyordum.

Eu sabia que Tom retornaria.

Tom düğüne geleceğini söyledi.

Tom disse que viria ao casamento.

Tom partiye geleceğini söyledi.

Tom disse que viria à festa.

Tom'un yakında geleceğini umuyorum.

Espero que Tom venha logo.

Tom yarın geleceğini söyledi.

Tom disse que viria amanhã.

Mary'nin yakında geleceğini umuyorum.

Eu espero que Maria chegue logo.

Tom, Mary'nin geleceğini söyledi.

Tom disse que Maria viria.

Tom'un yarın geleceğini umuyorum.

Espero que Tom venha amanhã.

Çocuk bir kurtun geleceğini söyledi.

O menino disse que viria um lobo.

Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.

- Eu não sei quando ele vai vir.
- Eu não sei quando ele virá.

Sen bunun üstesinden geleceğini söyledin.

Você disse que ia lidar com isso.

Doğum günü partime geleceğini umuyorum.

- Eu espero que você venha para a minha festa de aniversário.
- Espero que tu venhas para a festa de meu aniversário.
- Eu conto que possais vir à minha festa de aniversário.
- Estou contando que vocês venham à festa de meu aniversário.
- Desejo que o senhor venha à minha festa de aniversário.
- Espero que a senhora possa vir à festa do meu aniversário.
- Ficarei feliz que os senhores venham à minha festa de aniversário.
- As senhoras me darão prazer se vierem à festa de meu aniversário.

İlk olarak kimin geleceğini söyleyemem.

Não posso dizer quem vai chegar primeiro.

Jane'e okulumuza nasıl geleceğini anlattım.

Eu disse a Jane como chegar à nossa escola.

Tom'un saat kaçta geleceğini düşünüyorsun?

Você acha que o Tom chegará a que horas?

Bir gün tekrar geleceğini umuyorum.

Espero que você venha de novo um dia.

Tom ne zaman geleceğini söyledi?

Quando Tom disse que viria?

Ben yakında Roma'ya geleceğini umuyorum.

Eu espero que você chegue logo a Roma.

Tom Mary'nin geç geleceğini biliyordu.

Tom sabia que Mary se atrasaria.

Tam olarak ne zaman geleceğini bilmiyorum.

- Não sei a que horas ela vem.
- Eu não sei a que horas ela vem.

Tom biranın size iyi geleceğini düşünüyor.

Tom acha que cerveja é bom para você.

Anne'nin ne zaman geleceğini merak ediyorum.

Pergunto-me quando Anne virá.

Onun ne zaman geleceğini bana söyle.

Diga-me quando ele virá.

2.30'da geleceğini söyledin, değil mi?

Você disse para vir às 2h30, não disse?

"O gelecek mi? " "Hayır, geleceğini sanmam."

- "Ele vem?" "Não, acho que não."
- "Ele vai vir?" "Não, eu acho que não."

Babamın ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.

Eu não sei quando é que meu pai vai voltar.

Trenin saat kaçta geleceğini kontrol edeceğim.

- Vou verificar a que horas o trem chega.
- Vou ver a que horas o trem chega.

Tom'un ne zaman geleceğini merak ediyorum.

Não sei quando Tom vai chegar.

Bagajımın ne zaman geleceğini merak ediyorum.

Quero saber quando minha bagagem vai chegar.

Tom ne zaman geleceğini bilmek istiyor.

- Tom quer saber quando você virá.
- Tom quer saber quando vocês virão.

Onların ne zaman geleceğini biliyor musun?

- Você sabe quando é que eles vão chegar?
- Você sabe quando é que elas vão chegar?

Bu günün geleceğini her zaman biliyordum.

Eu sempre soube que esse dia chegaria.

Ne zaman geleceğini onlara söyledin mi?

- Você contou para elas quando era para vir?
- Você disse para eles quando era para vir?
- Você contou para elas quando vir?

Onun ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.

Não sei quando regressará.

Tom'un bugün buraya geri geleceğini sanmıyorum.

Eu não acho que o Tom vai voltar para cá hoje.

Onun buraya ne zaman geleceğini bilmiyorum.

- Não sei quando ele virá aqui.
- Eu não sei quando ele virá aqui.

Onun ne zaman geleceğini biliyor musun?

Você sabe quando ela virá?

Tom Mary'nin gelecek hafta geleceğini umuyor.

Tom espera que Mary venha no próximo fim de semana.

Tom Mary'nin muhtemelen erken geleceğini söyledi.

Tom disse que Mary deve estar adiantada.

O onun cumartesi öğleden sonra geleceğini bekliyor.

Ela espera que ele apareça sábado de tarde.

Bu gece kimin geleceğini bana söyler misin?

Você pode me dizer quem vai vir à noite?

Bu gece kimin geleceğini bana söyleyebilir misin?

Você pode me dizer quem vem esta noite?

Kısa sürede bizi ziyaret etmeye geleceğini umuyorum.

Eu realmente espero que você venha e nos visite logo.

Onun ne zaman geleceğini bana bildirir misin?

Você me avisa quando ele chegar?

Tom'un bu gece geri geleceğini düşünüyor musun?

Você acha que o Tom vai voltar hoje à noite?

- Partime o kadar çok kişinin geleceğini asla düşünmedim.
- Partime pek çok sayıda insan geleceğini asla hayal etmedim.

Eu nunca imaginei que tantas pessoas viriam para a minha festa.

Ben onun ne zaman geleceğini kesin olarak bilmiyorum.

Eu não tenho certeza de quando ele virá.

Birkaç öğrencinin geleceğini umuyorduk, fakat sınıfta kimse yoktu.

Nós esperávamos que alguns estudantes fossem vir, mas não havia ninguém na sala de aula.

- Tom'un geleceğini düşünüyor musun?
- Sence Tom gelecek mi?

Você acha que Tom virá?

Tom Mary'nin arabayla mı yoksa bisikletle mi geleceğini bilmiyor.

O Tom não sabe se a Mary vai vir de carro ou de bicicleta.

Bana tam olarak bir sonraki trenin ne zaman geleceğini söyle.

Me diga a hora exata que a próxima chuva vai chegar.

- Umarım Tom yakında geri gelir.
- Tom'un yakında geri geleceğini umuyorum.

Espero que Tom volte logo.