Translation of "Geleceğini" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Geleceğini" in a sentence and their spanish translations:

- O geleceğini söyledi.
- Geleceğini söyledi.

Él dijo que vendría.

Geleceğini bilmiyorum

No sé si él vendrá.

Geleceğini biliyordum.

Sabía que vendrías.

Geleceğini biliyorum.

¡Sé que vendrás!

Geleceğini düşün.

- Piensa en tu futuro.
- Pensá en tu futuro.

Ve ülkemizin geleceğini

que se sentían desconectados de los líderes políticos

Mike, geleceğini söyledi.

Mike dijo que vendría.

Onun geleceğini sanmam.

- No creo que venga.
- Creo que no vendrá.

Onun geleceğini düşünüyorum.

Creo que ella vendrá seguramente.

Onun geleceğini umuyorum.

Espero que venga.

Geleceğini kumarda yedi.

Él se fundió su fortuna con el juego.

Onun geleceğini umalım.

Ojalá venga.

Onun geleceğini varsayıyorum.

Yo supongo que él vendrá.

Geleceğini niye söylemedin?

¿Por qué no me habías dicho que ibas a venir?

Onun geleceğini sanmıyorum.

No creo que vendrá.

John'un geleceğini umuyorum.

Espero que John venga.

Onun geleceğini düşünmedim.

No pensé que él vendría.

Onun geleceğini düşündüm.

Yo pensé que él vendría.

Bizimle geleceğini düşünüyordum.

Pensaba que vendría con nosotros.

O, geleceğini söylüyor.

- Ella dice que vendrá.
- Dice que vendrá.

Tom'un geleceğini umuyorum.

Espero que venga Tom.

Tom'un geleceğini düşünmüyordum.

No creía que Tom fuera a venir.

- Kimin geleceğini bilmem lâzım.
- Kimin geleceğini bilmek istiyorum.

Necesito saber quién va a venir.

Tekrar geleceğini ümit ediyorum.

Espero que vengas de nuevo.

Geleceğini söyledi ve geldi.

Dijo que vendría y vino.

Kimin birinci geleceğini düşünüyorsun?

¿Quién piensas que llegará primero?

Bu anın geleceğini biliyordum.

- Sabía que este momento llegaría.
- Sabía que este momento vendría.

Onun yakında geleceğini sandım.

Pensé que él vendría pronto.

O, derhal geleceğini söylüyor.

Dice que viene enseguida.

Onun yalnız geleceğini düşündüm.

Pensé que vendría solo.

Doğrudan eve geleceğini düşündüm.

Pensé que vendrías derecho a la casa.

O onun geleceğini söylüyor.

Dice que vendrá.

Tom'un geri geleceğini sanmıyorum.

- No creo que Tom vaya a regresar.
- No creo que Tom regrese.

Bu günün geleceğini biliyordum.

Sabía que este día llegaría.

Tom'un geri geleceğini biliyordum.

Sabía que Tom volvería.

Bana tekrar geleceğini söyledi.

Me dijo que volvería.

Hangi gün geleceğini bilmiyorum.

No sé qué día vendrá.

Otobüsün yakında geleceğini umuyorum.

Espero que el autobús venga pronto.

Tom, Mary'nin geleceğini söyledi.

Tom le dijo a Mary que vendría.

Tom Mary'nin geleceğini düşünmüyor.

Tom no cree que Mary vaya a venir.

Eğitimin, onun ve annesinin geleceğini

tuve que ayudarla a entender

Çocuk bir kurtun geleceğini söyledi.

El chico dijo que vendría un lobo.

Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.

- No sé cuándo vendrá él.
- No sé cuándo vendrá.

O, onun geleceğini düşünmede yanılıyordu.

Él se equivocaba al pensar que ella vendría a verle.

O, yarın buraya geleceğini söyledi.

Él dijo que volvería aquí mañana.

Doğum günü partime geleceğini umuyorum.

Espero que vengas a mi fiesta de cumpleaños.

Tom'un beni almaya geleceğini düşündüm.

Pensé que Tom vendría a recogerme.

O, saat kaçta geleceğini söyledi?

¿A qué hora dijo que iba a venir?

Tom'un ne zaman geleceğini bilmiyorum.

No sé cuándo vendrá Tom.

Tekrar ne zaman geleceğini bilmiyorum.

- No sé cuándo él vendrá de nuevo.
- No sé cuándo vendrá él otra vez.

Tom'un Mary'nin partisine geleceğini düşünmüyordum.

No pensaba que Tom fuera a venir a la fiesta de Mary.

Bir gün tekrar geleceğini umuyorum.

Espero que usted vuelva algún día.

Tom Mary'nin partisine geleceğini düşünüyordu.

Tom pensaba que Mary vendría a su fiesta.

Trenin ne zaman geleceğini soracağım.

Voy a preguntar cuándo va a venir el tren.

O, ne zaman geleceğini söyledi?

¿A qué horas dijo que vendría?

Tom Mary'nin geç geleceğini biliyordu.

Tom sabía que Mary llegaría tarde.

- Anne'in ne zaman geleceğini merak ediyorum.
- Anne'nin ne zaman geleceğini merak ediyorum.

Me pregunto cuándo vendrá Anne.

Tam olarak ne zaman geleceğini bilmiyorum.

No sé a qué hora exactamente va a venir.

Onun buraya ne zaman geleceğini bilmiyorum.

No sé, cuando vendrá él aquí.

Güçlü rüzgar bir fırtınanın geleceğini gösterir.

El fuerte viento indica que se acerca una tormenta.

Mektubu onun gelecek Pazar geleceğini söylüyor.

En su carta pone que vendrá el domingo que viene.

Mary'nin bu kadar çabuk geleceğini beklemiyordum.

No esperaba que Mary viniera tan pronto.

Anne'nin ne zaman geleceğini merak ediyorum.

Me pregunto cuándo vendrá Anne.

Onun ne zaman geleceğini biliyor musun?

¿Sabes cuándo vendrá?

"O gelecek mi? " "Hayır, geleceğini sanmam."

"¿Va a venir él?" - "No, no lo creo."

Babamın ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.

No sé cuándo regresará mi padre.

Trenin saat kaçta geleceğini kontrol edeceğim.

Voy a revisar a que hora llega el tren.

Tom'un buraya ne zaman geleceğini bilmiyorum.

No sé cuándo vendrá aquí Tom.

Bagajımın ne zaman geleceğini merak ediyorum.

Quiero saber cuándo va a llegar mi equipaje.

Tom ne zaman geleceğini bilmek istiyor.

Tom desea saber cuándo vendrás.

Onun ne zaman geri geleceğini bilmiyorum.

- No sé cuándo volverá.
- No sé cuándo regresará.

Ona ne zaman geri geleceğini sor.

Pregúntale cuándo volverá.

Dünyanın geleceğini düşünmemiz bizim için önemlidir.

Es importante que pensemos en el futuro del mundo.

Tom Mary'nin gelecek hafta geleceğini umuyor.

Tom espera que Mary venga el próximo fin de semana.

Tom Mary'nin ne zaman geleceğini bilmiyor.

- Tom no sabe cuándo vendrá Mary.
- Tomás no sabe cuando va a venir María.

Mini eteklerin tekrar geri geleceğini düşünüyor musun?

¿Crees que las minifaldas volverán a ponerse de moda?