Translation of "Bahşiş" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Bahşiş" in a sentence and their spanish translations:

- Bir bahşiş bıraktın mı?
- Bahşiş bıraktın mı?

- ¿Dejaste propina?
- ¿Dejasteis propina?

Bahşiş kabul edilmez.

No se aceptan propinas.

Starbucks'ta bahşiş vermek.

Propina en Starbucks.

Bahşiş kabul etmiyoruz.

No aceptamos propinas.

Bana bir bahşiş ver.

- Dame una pista.
- Dame una propina.

Çalışanlarımız bahşiş kabul etmezler.

Nuestros empleados no aceptan propina.

Hizmeti beğenmezseniz bahşiş bırakmayın.

Si no te gusta el servicio, no dejes una propina.

Bahşiş konusunda cimri olmayın.

No seas codo con la propina.

Tom taksi sürücüsüne bahşiş verdi.

Tom le dio propina al taxista.

Garsona bahşiş vermeyi reddetmek terbiyesizliktir.

No es educado negarle propina al mozo.

Bir garsona bahşiş vermemek kabalıktır.

- No es educado negarle propina al mozo.
- No es de buena educación negarle la propina a un camarero.

Tom masaya büyük bir bahşiş bıraktı.

Tom dejó una gran propina sobre la mesa.

Bahşiş ve servis ücreti dahil mi?

¿Están incluidos la propina y el servicio?

Daha fazla Starbucks'ta bahşiş vermek yok.

No más propinas en Starbucks.

Ve giderken ona bahşiş bırakmaya karar verdim.

Así que al irnos decidí que quería dejarle una propina.

New York'ta taksicilere ne kadar bahşiş verirsiniz?

¿Cuánta propina se le da a un taxista en Nueva York?

- Bahşiş kabul etmiyoruz.
- Biz bahşişleri kabul etmiyoruz.

No aceptamos propinas.

Tom garsona çok iyi bir bahşiş verdi.

Tom le dio una muy buena propina al camarero.

Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.

En Japón no es costumbre dar propina por el buen servicio.

- Sana biraz ipucu vereceğim.
- Sana biraz bahşiş vereceğim.

Te voy a dar un pequeño consejo.

Beni zamanında havaalanına yetiştirmesi için taksiciye on dolar bahşiş verdim.

Le di una propina de diez dólares al taxista por llevarme al aeropuerto a tiempo.

Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.

La mesera coqueteó con Tom creyendo que él le dejaría una mejor propina.