Translation of "Taksi" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Taksi" in a sentence and their spanish translations:

Taksi geldi.

El taxi ha llegado.

Taksi nerede?

¿Dónde está el taxi?

Taksi pahalıdır.

El taxi es caro.

Taksi çağıralım!

¡Tomemos un taxi!

Otele taksi tut.

Toma un taxi al hotel.

Taksi dışarıda bekliyor.

El taxi está esperando afuera.

Taksi geç ulaştı.

- El taxi llegó con retraso.
- El taxi atrasado llegó.

Taksi geç geldi.

El taxi atrasado llegó.

Taksi istemediğimi söylemiştim.

Dije que no quería un taxi.

Taksi çağırıyor muyuz?

¿Tomamos un taxi?

Bir taksi alacağım.

Voy a tomar un taxi.

Bir taksi bekliyor.

Hay un taxi esperando.

Nasıl taksi çağırabilirim?

¿Cómo llamo a un taxi?

- O bir taksi şoförü.
- O bir taksi sürücüsü.

Ella es taxista.

- O bana bir taksi buldu.
- Bana bir taksi buldu.

Él me consiguió un taxi.

Taksi çağırmana gerek yoktu.

No era necesario que tomaras un taxi.

Havaalanına taksi ile gittik.

Fui al aeropuerto en taxi.

Size bir taksi çağıracağım.

Te llamaré a un taxi.

Taksi iki yolcu aldı.

- El taxi recogió dos pasajeros.
- El taxi levantó dos pasajeros.

Bir taksi bile durmadı.

Ningún taxi se detuvo.

Bana bir taksi çağırdı.

Ella me llamó un taxi.

O bir taksi şoförü.

Ella es taxista.

Sana bir taksi çağıracağım.

Te llamaré un taxi.

Buralarda taksi var mı?

¿Hay taxis por aquí cerca?

İstasyona taksi ile gittim.

- Tomé un taxi a la estación.
- Fui a la estación en taxi.

Lütfen bir taksi çağırın.

Haga usted el favor de llamar un taxi.

Nerede bir taksi bulabilirim?

¿Dónde puedo tomar un taxi?

Sadece bir taksi çağıracaktım.

- Ahora mismo iba a llamar a un taxi.
- Estaba a punto de llamar a un taxi.

- Sana bir taksi çağırayım mı?
- Sana bir taksi tutayım mı?

¿Debería yo llamarte un taxi?

- O, bana bir taksi çağırdı.
- O bana bir taksi çağırdı.
- O benim için bir taksi çağırdı.

- Él llamó a un taxi para mí.
- Me llamó un taxi.
- Llamó a un taxi para mí.
- Él me llamó un taxi.

Tom bana bir taksi buldu.

Tom me consiguió un taxi.

Bir taksi çağırmamı ister misiniz?

- ¿Te gustaría que llame un taxi?
- ¿Te gustaría que llamara a un taxi?
- ¿Le gustaría que llamara a un taxi?

Taksi şoförünün sola dönmesini istedi.

Él quería que el taxista girase a la izquierda.

Tom taksi sürücüsüne bahşiş verdi.

Tom le dio propina al taxista.

Taksi yok, bu yüzden yürümeliyim.

Tuve que caminar porque no había taxis.

Sadece bir taksi bulmak istiyorum.

Solo quiero encontrar un taxi.

Bir taksi soförü olmak istiyorum.

Quiero ser taxista.

Ben iyi bir taksi sürücüsüyüm.

Soy buen taxista.

Taksi ne zaman havaalanına gidecek?

¿A qué hora saldrá el taxi para el aeropuerto?

O bir taksi şoförü mü?

¿Es ella una taxista?

Ben taksi ile Kawagoe'ye gittim.

Fui a Kawagoe en taxi.

Tom bir taksi şoförü oldu.

Tom se hizo un taxista.

Dün gece bir taksi bulamadım.

Anoche no pude encontrar un taxi.

Ben otele taksi ile gittim.

Yo fui al hotel en taxi.

Bana bir taksi çağırabilir misiniz?

- ¿Puede llamarme un taxi?
- ¿Puedes llamarme un taxi?
- ¿Podés llamarme un taxi?

Dışarıda bekleyen bir taksi var.

Hay un taxi esperando fuera.

- Bir taksi çevirebilirsin.
- Taksiyle gidebilirsin.

Puedes tomar un taxi.

Taksi şoförü taksimetreyi açmayı unuttu.

Al taxista se le olvidó conectar el taxímetro.

Jim bana bir taksi çağırdı.

Jim me pidió un taxi.

O bana bir taksi çağırdı.

Él me llamó un taxi.

Taksi ücretleri gelecek ay artacak.

Las tarifas de los taxis subirán el próximo mes.

İstasyondan otele bir taksi tuttum

Cogí un taxi desde la estación hasta el hotel.

- O benim için bir taksi çağırdı.
- O, benim için bir taksi çağırdı.

- Él llamó a un taxi para mí.
- Me llamó un taxi.
- Él me llamó un taxi.

Bugün orayı taksi durağına çevirmesi gerekiyordu

tuvo que convertirlo en una estación de taxis hoy

İstasyonun yakınında bir taksi durağı var.

Hay una parada de taxis cerca de la estación de tren.

Bir arabaları yoksa, taksi ile gelirler.

Si no tienen un carro, vendrán en taxi.

Bir taksi durdurmak için elimi kaldırdım.

Levanté la mano para detener un taxi.

Lütfen bana bir taksi çağırır mısın?

¿Llamaría un taxi para mí?

Size bir taksi çağırmamı ister misiniz?

- ¿Quiere que le llame a un taxi?
- ¿Quieres que te llame un taxi?

Taksi olmadığı için, yürümek zorunda kaldım.

Tuve que caminar porque no había taxis.

Taksi olmadığı için yürümek zorunda kaldım.

Tuve que caminar porque no había taxis.

Bizi alması için bir taksi çağır.

Llama un taxi para que nos recoja.

Almanya'da taksi şoförü olarak mı çalıştın?

¿Has trabajado de taxista en Alemania?

Bir taksi çağırmaya hiç gerek yok.

No hay necesidad de llamar un taxi.

Taksi şoförüne daha hızlı sürmesini söyle.

Dile al taxista que conduzca más rápido.

Acelemden dolayı taksi tutmak zorunda kaldım.

Como iba con prisa, tuve que tomar un taxi.

Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.

En esta ciudad, es muy complicado coger un taxi.

Lütfen benim için bir taksi çağır.

Haga el favor de llamarme un taxi.

O benim için bir taksi çağırdı.

- Él llamó a un taxi para mí.
- Llamó a un taxi para mí.

Polis kaza için taksi şoförünü suçladı.

La policía culpó al taxista del accidente.

Nereden bir taksi tutabileceğimi biliyor musun?

- ¿Sabes dónde puedo coger un taxi?
- ¿Sabéis dónde puedo encontrar un taxi?

Tom benim için bir taksi çağırdı.

Tom llamó un taxi para mí.

Lütfen bu bayana bir taksi çağırın.

Por favor, llame a un taxi para esta dama.

İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.

A su llegada a la estación, él llamó un taxi.

Kasiyer, kredi memuru veya taksi şoförü gibi

Hemos creado definiciones de empleo acotadas

- Nerede bir taksiye binebilirim?
- Nerede taksi bulabilirim?

¿Dónde puedo conseguir un taxi?

O, bir taksi aramak için dışarı çıktı.

Ella salió para buscar un taxi.

Ben bunun yasadışı bir taksi olduğundan şüpheleniyorum.

Yo sospecho de que este sea un taxi ilegal.

Taksi olmadığı için eve yürümek zorunda kaldım.

No había taxis, así que tuve que ir caminando a casa.

- Onların babası bir taksi şoförüdür.
- Babaları taksici.

Su padre es un taxista.

Polis taksi şoförünü kazaya sebep olmakla suçladı.

El policía culpó al taxista de provocar el accidente.

Bir taksi tut. 5 dakika içinde gelecek.

- Coge un taxi. Llegará en 5 minutos.
- Toma un taxi. Llegará en cinco minutos.

O bir taksi durdurmak için elini kaldırdı.

Él levantó la mano para parar a un taxi.

Lütfen bu bayan için bir taksi çağırın.

Por favor, llame a un taxi para esta dama.

- Bir taksiye binme sorunum vardı.
- Taksi bulmakta zorlandım.

Me costó encontrar un taxi.

Taksi sürücülerinin bile Tokyo'da sık sık kaybolduğunu duyuyorum.

He oído que incluso los taxistas se pierden en Tokio a menudo.

Taksi yoktu bu nedenle eve yürümek zorunda kaldım.

No había taxis, así que tuve que ir caminando a casa.

"Taksi, o arabayı takip et!". "Yapamam, bu yasadışı"

"Taxi, siga a ese coche." "No puedo, es ilegal."

Bu çarşamba bir taksi ve bir tren çarpıştı.

Un colectivo y un tren chocaron este miércoles.