Translation of "Bağırdı" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Bağırdı" in a sentence and their spanish translations:

Anne bağırdı.

Mamá lloró.

O, bağırdı.

Él gritó.

Onlar bağırdı.

Ellos gritaron.

Tom bağırdı.

Tom gritó.

Kim bağırdı?

¿Quién gritó?

"Yangın" diye bağırdı.

"¡Fuego!", gritó él.

Tom, Mary'ye bağırdı.

Tom gritó a Mary.

O, acıyla bağırdı.

Gritó con dolor.

Çocuklar sevinçle bağırdı.

Los niños chillaron con alegría.

O ona bağırdı.

Ella le gritó.

O sevinçten bağırdı.

Él lloró de alegría.

- Acıdan bağırdı.
- Acıdan bağırdım.

Grité del dolor.

O, acı içinde bağırdı.

Lloraba de dolor.

Tom "hayıır!" diye bağırdı.

"¡Noo!" gritó Tom.

O, yardım için bağırdı.

Ella gritó pidiendo ayuda.

"Geri dön!" diye bağırdı.

"¡Regresa!" gritó él.

O "İmdat!" diye bağırdı.

Él gritó: "¡Auxilio!"

Tom, Mary'ye bağırdı mı?

¿Le gritó Tom a Mary?

Tom Mary'nin adını bağırdı.

Tom voceó el nombre de Mary.

Sessiz olmaları için çocuklara bağırdı.

- Ella chilló a los niños para que se callaran.
- Les gritó a los niños que se callasen.

Boğulan adam yardım için bağırdı.

El hombre a punto de ahogarse gritaba pidiendo ayuda.

Tom bütün gece boyunca bağırdı.

Tom lloró toda la noche.

Yardım için yüksek sesle bağırdı.

Él gritó fuerte pidiendo ayuda.

Annem öfkelendi ve bana bağırdı.

Mi mamá se enojó y me gritó.

Tom kendisi kısık sesle bağırdı.

Tom gritó hasta quedarse afónico.

Öfkeli bir kalabalık ona bağırdı.

Una horda enfurecida la gritó.

Ona bağırdı fakat o duymadı.

Ella le gritó, pero él no la oyó.

Tom sinirlendi ve Mary'ye bağırdı.

Tom perdió los estribos y le gritó a Mary.

Tom Mary'ye korkak diye bağırdı.

Tom llamó a Mary cobarde.

O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.

La multitud chilló cuando él marcó un gol.

Hırsızı korkutmak için bazı sözler bağırdı.

Él gritó las palabras para asustar al ladrón.

- Tom, Mary'ye bağırdı.
- Tom, Mary'ye seslendi.

Tom le gritó a Mary.

Öfkeyle bir ölçek merdiveni aldı ve bağırdı,

Furioso, tomó una escalera y gritó:

Yardım için bağırdı fakat hiç kimse gelmedi.

- Ella gritó por ayuda, pero nadie vino.
- Ella gritó pidiendo ayuda, pero no vino nadie.

O, küvetten çıktı ve "Eureka!" diye bağırdı.

Él salió de la tina y gritó "¡Eureka!"

Yardım için bağırdı fakat kimse onu duymadı.

Ella gritó pidiendo auxilio, pero nadie le oyó.

- Onlar yardım için bağırdılar.
- Onlar yardım için bağırdı.

Ellos gritaron pidiendo ayuda.

"EY,ISLAM!!!" diye 3 kere bağırdı ve adamlarıyla birlikte düşman hattına saldırdı.

“Oh, Islam!!!” gritó el tres veces y cargó contra la línea enemiga con su séquito personal.

Tom elinden geldiği kadar yüksek sesle Mary'nin adını bağırdı ama o onu duymadı.

Tom gritó el nombre de Mary tan fuerte como pudo, pero ella no lo escuchó.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

Un hombre gritaba algo, agitando la mano.

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

—¡Tu cara está por toda la BBC, Dima! —exclamó Al-Sayib— ¡Dicen que te acostaste con 25 hombres y después los mataste! ¡¿Cómo demonios lo hiciste?!